Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Mezopotamya

  • Okunma : 335
Mezopotamya Resim

Mezopotamya, Sümer, Babil ve Asur gibi en eski ve büyük uygarlıkların doğduğu bölgedir. “İki ırmağın arasındaki bölge” anlamına gelen Mezopotamya adı Yunanca mesos (ara, orta) ve potamos (ırmak) sözcüklerinden gelir. Bu ad, Dicle ve Fırat ırmaklarının verimli vadileri ile bu iki ırmağın arasında kalan topraklar için kullanılmaktadır. Günümüzde Mezopotamya, Irak’ın bir bölümünü içerir.

    Mezopotamya’nın batısında Suriye ve Arabistan çölü, kuzeyinde Anadolu ve doğusunda İran vardır. Güney ucu Basra Körfezi’ne kadar uzanır. Mezopotamya’nın güney bölümü çok sıcak düzlük bir bölgedir. Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki karlı dağlardan doğan ve Güneydoğu Toroslar’daki kar ve yağmur sularıyla kabaran Dicle ve Fırat, Bağdat yakınlarında birbirlerine çok yaklaşır, güneydoğuya doğru devam eder ve Kurna kentinde birleşirler. Birleştikten sonra Şattü’l-Arap adını alan ırmak Basra Körfezi’nden denize dökülür. 5.000 yıl içinde, bir zamanlar körfezin bir parçası olan 240 kilometreden daha uzun bir alan ırmağın taşıdığı çamurlarla dolmuştur. Irmakların oluşturduğu dar toprak şeridinin iki yanı çöldür. Dicle ve Fırat’ın sürükleyip getirdiği topraklar Mezopotamya’nın güneyinin çok verimli olmasına yol açmıştır. 4.000-5.000 yıllık pek çok kent kalıntısı, eski zamanlarda bu bölgenin nüfusunun çok yoğun olduğunun kanıtıdır. Dümdüz uzanan ova, Bağdat’ın kuzeyinde oldukça verimli ve daha ılıman iklimli bir yaylaya dönüşür.

    Arkeolojik araştırmalar Mezopotamya’da ilk insanların kuzeyde küçük köylerde yaşadıklarını ve İÖ 4000 yıllarında çanak çömlek ve kumaş üretip, komşuları ile ticaret yaptıklarını göstermektedir. Ana uğraşları tarım olmakla birlikte bu insanlar avcılık ve balıkçılık da yapıyorlardı.

    Irmaklar bölgenin güney bölümünde yeni topraklar oluşturdukça, köylerde yaşayan insanlar gruplar halinde güneye göç etmeye başladılar. En eski köylerin bazılarının kalıntılarını açığa çıkaran arkeologlar, çeşitli aletler buldular. Ama bu insanların ırkları ve dilleri konusunda belgeler günümüze ulaşmamıştır.

    İÖ 3000’lerde Mezopotamya’da değişik insan toplulukları yaşıyordu. Kuzeyde, Araplar’la ve Yahudiler’le ırk ve dil bakımından akraba olan Sami kabileler yerleşmişti. Kökenleri ve ırk bağlantıları bilinmeyen Sümerler güneyde yaşıyorlardı. Mezopotamya’nın öteki halkları da, büyük olasılıkla kuzeydeki ve doğudaki dağlık bölgelerden gelerek yerleşmişlerdi.

    İÖ 4000-3000 arasında Sümerler çok parlak bir uygarlık yarattılar. Ur, Uruk ve Eridu gibi bilinen ilk kentler ve yazı Sümer uygarlığının ürünüdür. Mezopotamya Sümerler’den sonra Babilliler’in, Asurlular’ın, Persler’in ve Eski Yunanlılar’ın yönetimine girdi. Daha sonra yüzyıllar boyu Romalılar, İskitler, Partlar ve Persler arasındaki savaşlara sahne oldu. İS 7. yüzyılda Araplar’ın eline geçen Mezopotamya’da 11. ve 12. yüzyıllarda kısa süreli Selçuklu egemenlikleri görüldü. 13. yüzyılda bölgeyi istila eden Moğollar, toprakları sulayan büyük sulama sistemlerini yıktılar. Mezopotamya 16. yüzyılda Osmanlılar’ın eline geçtiyse de bölgede tam bir Osmanlı egemenliği sağlanamadı. I. Dünya Savaşı’nın sonunda ise bölgenin büyük bölümünü oluşturan Irak, İngilizler’in eline geçti. Daha sonraları Mezopotamya'da bulunan petrol, Irak’ın sınırlarının içinde kaldı.

Mezopotamya Resimleri