Orta Amerika
Orta Amerika, Meksika’dan güneydoğuya yönelerek Güney Amerika’ya uzanan bir kıstak ya da dar kara parçasıdır. Kosta Rika, El Salvador, Guatemala, Honduras, Panama, Nikaragua ve Belize burada yer alır. Orta Amerika tropik kuşaktadır. Batısında Büyük Okyanus, doğusunda Karayib Denizi vardır. 1.900 km uzunluğundaki bu kıstağın eri dar yeri 48 km, en geniş yeri ise 480 kilometredir.
Orta Amerika’nın üzerinden uçtuğunuzda, birçoğu hâlâ etkin olan, koni biçiminde yanardağ dizileri görürsünüz. Sadece Guatemala’da bunlardan 30 kadarı bulunmaktadır. Bu ülkedeki Tajumulco Tepesi (4.220 metre) Orta Amerika’nın en yüksek doruğudur. Bu yanardağlar, etekleri kıyıya kadar inen, yüksek yaylalar ve vadilerle kesilen. Büyük Okyanus kıyısının omurgası olan Cordillera dağ zincirinin bir parçasıdır. Cordilleralar'ın her iki yanında kıyı ovaları uzanır. Bu dağlar And Dağları'nı ve Kayalık Dağlar'ı da içine alan dev bir dağ zincirinin parçasıdır.
Orta Amerika'da, ekvatora çok yakın olmasına karşın, yükseltiler arasındaki farklılığa bağlı olarak üç ayrı iklim gözlenir. Özellikle rüzgârın Karayibler'den içerilere doğru estiği doğu kıyılarında, kıyı ovaları sıcak ve yağışlıdır. Yaylalar ise ne soğuk ne de sıcaktır. İnsanların büyük çoğunluğu bu ılıman iklimli yerlerde yaşar. Yüksek dağlarda ise hava çok soğuktur. Karayibler'in ya da doğu kıyısının nemli sıcak havası tropik bitkilerin ve sık ormanların gelişmesine elverişlidir. Ayrıca, çikolata elde edilen kakao ağacı da bu iklimde yetişir. Yağmurun daha az yağdığı batı kıyısında ormanlar, otlaklar ve çalılıklarla örtülü kupkuru ovalar vardır.
Tropik ormanlarda rengârenk kuşlar, çeşit çeşit maymunlar ve yılanlar yaşar. Bataklıklarda ise kayman denen bir tür timsaha rastlanır.
Kosta Rika halkı çoğunlukla İspanyol soyundandır. Oysa, öbür ülkelerin halkları Amerika Yerlisi ya da Yerli beyaz karışımıdır. Toprak sahipleri ve işadamları genellikle beyaz ya da İspanyol ve Yerli karışımı melezlerdir. Orta Amerika’nın kuzeyindeki Yerliler bugün, tıpkı Mayalı atalarının 16. yüzyılda İspanyollar’a yenilmeden önce yaşadıkları gibi yaşamaktadır. Geleneklerini korudukları gibi, yaptıkları el işleri de eskilerinin aynıdır.
Dağ eteklerinde yaşayan Yerliler tek gözlü kulübelerde ya da kerpiç evlerde barınır. Halk pazarlara çok ilgi gösterir. Şafakla birlikte kalkarak başlarının üzerinde taşıdıkları sepetlerle ürünlerini satmaya götürürler. Erkekler el yapımı ağır çömlekleri, dokumaları, sebzeleri, kümes hayvanlarını ve domuzları taşır. Halkın büyük çoğunluğu hâlâ öküz arabası ya da eşek sırtında bir yerden bir yere gider. Son zamanlarda bazı uzak yerlere otobüs seferleri konmuştur.
Kentlerde yaşam batı dünyasından çok değişik değildir. Tüm Orta Amerika ülkelerinde eğitim zorunlu ve parasızdır. Bazı kentlerde nitelikli, modern okullar vardır. Özellikle Kosta Rika’da iyi bir eğitim sistemi vardır, ama çocukların büyük çoğunluğunun okula gitmesi yoksulluk yüzünden olanaksızdır.
Orta Amerika’da evler iklimin ılıman olduğu yaylalarda ya da dağ yamaçlarında kuruludur. Halkın başlıca uğraşı tarımdır. Koyun ve sığır sürüleri için elverişli otlaklar vardır.
Tarım ve Sanayi
Yüksek yaylalardaki koyun sürülerinin yünü dağ köylerinde eğrilerek boyanır ve battaniyeler, kilimler, pançolar dokunur. Her köyün kendine özgü desenleri ve renkleri vardır. Yünlü dokumalarda ve yünden yapılan çeşitli el işlerinde Guatemala özellikle ünlüdür. Kahve toplamak için palmiye yapraklarından sepetler ve hasır şapkalar örülür. Deri tabaklanması ve semer yapımı önemli sanayilerden sayılır. Ayakkabı yapımı da çok niteliklidir. Ne var ki, yoksul halkın çoğu ya sandal giyer ya da yalınayak gezer. Pamuk üretimine gittikçe daha çok önem verilmektedir. Evlerdeki tezgâhlarda ve fabrikalarda pamuklu kumaş dokunur. Dokumacılıkta bitki ve ağaç lifleri de kullanılır.
Sıradan toprak testilerden sırlanmış süslü vazolara kadar her tür çanak çömlek evlerde üretilir. Gümüş işçiliği gelişmiştir.
Yerli halkın büyük çoğunluğu kahve, şekerkamışı ve muz çiftliklerinde çalışır. Bu büyük çiftlikler genellikle yabancı şirketlere aittir. Sürekli ekim yüzünden toprak verimsizleştiği için, muz yerine artık abaka ya da kakao ağacı dikilmektedir. Muz artık daha çok, sulama yapılan Büyük Okyanus kıyılarında yetiştirilmektedir.
Kahve ve muz dışarıya satılan başlıca ürünlerdir. Orta Amerika ülkeleri ayrıca dışarıya deri, şeker, çiklet hammaddesi çikle ve kereste satar.
Orta Amerika altın, gümüş, bakır, kurşun, çinko, demir gibi madenler bakımından çok zengindir. Bu madenlerden altın, gümüş ve çinko büyük miktarlarda çıkarılır.
Sanayi sınırlıdır ve genellikle tarım ürünlerinin işlenmesine dayanır. Ayakkabı ve giyim sanayisi Yerli halkın gereksinmelerini karşılamaya yöneliktir.
1951’de kurulan Orta Amerika Devletleri Örgütü (ODECA), üye ülkeler arasında siyasal ve ekonomik işbirliği amacını gütmektedir. Üye ülkeler Kosta Rika, El Salvador, Guatemala, Honduras ve Nikaragua’dır. Bu ülkeler 1960’ta da Orta Amerika Ortak Pazarı’nı kurmuşlardır.
Yollar iyi olmadığından ulaşımda güçlük çekilmektedir. Son zamanlarda yol yapımına hız verilmiştir. Yüksek dağlar, bataklıklar ve sık ormanlar yol yapımının pahalıya mal olmasına ve ağır gitmesine neden olmaktadır. Her ülke, Panamerikan Karayolu’nun kendi sınırları içinde bulunan bölümünden sorumludur.
Demiryolu yapımı da çok zordur. Guatemala’nın ve Kosta Rika’nın bir kıyıdan öbürüne ulaşan demiryolları vardır. Ne var ki, Nikaragua’daki tüm demiryollarının toplam uzunluğu yalnızca 439 kilometredir. Honduras’ın başkenti Tegucigalpa’nın ise demiryolu bağlantısı yoktur. Karayolları ve demiryolları bu durumdayken, havayolları hızlı bir gelişme göstermiştir. İşçiler uçaklarla ormanlık ya da dağlık yerlerin ötesine taşınmakta, tarım ve maden ürünleri havayoluyla limanlara ve kentlere ulaştırılmaktadır.
Akarsular genellikle taşımacılığa elverişli olmayan hızlı akışlı sel sularıdır. Karayibler’in kıyısındaki sık ormanların içinden geçen Nikaragua’daki Segovia Irmağı bölgenin en uzun akarsuyudur ve taşımacılığa elverişlidir. Orta Amerika’da çok sayıda göl vardır. Bunlardan Nikaragua Gölü 8.262 km2 büyüklüğündedir. 1914’te Panama Kanalı açılmadan önce, bu göl ile daha küçük Managua Gölü, bir kıyıdan ötekine önemli bir ulaşım yoluydu. Panama Kanalı’nın havuzlarına büyük ve modern gemiler giremediği için yeni bir kanal açma projesi geliştirilmektedir.
Tarih
Orta Amerika’yı 1502’de Kristof Kolomb keşfetti. Kosta Rika’da ömrü pek kısa süren bir sömürge kurdu. Bunu yeni yerleşme yerlerinin kuruluşu izledi. Belize dışında kalan tüm Orta Amerika toprakları 300 yıl süreyle İspanyol egemenliğinde kaldı. Belize 1638’de İngiliz denizcilerinin ve serüvencilerinin eline geçmişti. Zamanla İspanyol İmparatorluğu gücünü yitirirken, 19. yüzyıl başlarında Amerika’daki egemenliği de zayıfladı.
1821’de beş Orta Amerika eyaleti bağımsızlığını ilan etti. (O tarihte Panama Orta Amerika’ya değil, Yeni Granada denen Güney Amerika cumhuriyetlerine bağlıydı.) Orta Amerika’nın bağımsız eyaletleri yeni kurulmuş olan Meksika İmparatorluğu’na katıldı. 1823’te Meksika İmparatorluğu yıkılınca, eyaletler Meksika’dan ayrılarak Orta Amerika Birleşik Eyaletleri’ni oluşturdular. Ama aralarında sürekli anlaşmazlık çıkan bu eyaletlerin gerçek anlamda birliği söz konusu değildi. İspanyollar eyaletler arasındaki sınırları belirlemedikleri için, sürekli silahlı sınır çatışmaları baş gösteriyordu. 1838’de yapılan merkezi kongre, her eyaletin istediği biçimde davranabileceğini açıkladı. Guatemala, El Salvador, Nikaragua ve Kosta Rika günümüzde olduğu gibi beş ayrı bağımsız devlet oldu. Bu cumhuriyetleri birleştirmek için sürdürülen çabalar sonuç vermedi.
Orta Amerika cumhuriyetleri zengin ve güçlü değildir. Ne var ki, Büyük Okyanus ile Atlas Okyanusu arasındaki geçişi sağlayan Panama Kanalı’nın gerek ABD, gerek Güney Amerika açısından önemli olması Orta Amerika’nın da önemini artırmaktadır.
1980’lerde Orta Amerika, Nikaragua ve El Salvador’da baş gösteren iç savaşlarla sarsıldı. El Salvador’da iç savaş 10. yılına girerken Guatemala’da da ayda 40-200 cinayetin işlendiği şiddet olayları yaşanıyor. ABD Aralık 1989’da Panama’yı işgal ederek Panama Devlet Başkanı General Manuel Antonio Noriega’yı devirdi. İçişlerine başka devletler karıştığı sürece ve doğal zenginliklerine sahip olamadıkça, Orta Amerika’da barış ve halklar için daha iyi bir yaşam uzak bir umut olmaktan öteye geçemeyecek.