Güneydoğu Anadolu Bölgesi
Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Türkiye'nin yedi coğrafi bölgesinden en küçüğü (yüzölçümü 58 600 km²) olan Güneydoğu Anadolu Bölgesi, batıda Akdeniz, kuzeyde ve doğuda Doğu Anadolu bölgeleri, güneyde de Suriye ve Irak'la sınırlıdır.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ni Doğu Anadolu'dan ayıran sınır çizgisi, "Güneydoğu Toroslar" adı verilen yay biçimli dağ sıralarının güneye bakan yamaçları önünden, bölgeyi batıda Akdeniz Bölgesi'nden ayıran sınırda, Gaziantep yaylasının batı kenarında, bu yaylayı Kahramanmaraş-Antakya çukur alanından ayıran tepelik kenardan geçer Güneyde bölge, Kilis'in hemen güneyinden (başlayarak daha doğuda güney demiryolunu boyladıktan sonra, Dicle ırmağına dayanan bir çizgiyle Suriye'den ayrılır. Dicle'nin doğusunda, yer yer Habur çayını boylayan bir sınır çizgisiyle, Irak topraklarından ayrılır.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Türkiye'nin yüzey şekilleri en silik ve yalın bölgesidir: Bir yay biçiminde bölgeyi kuzeyden kuşatan Güneydoğu Toroslar'a doğru ilerlendikçe, hem yükselti artar, hem de yüzey şekilleri daha dalgalı, tepelik bir görünüm alır. Güneydoğu Anadolu düzlüklerinin yükseltisi, Güneydoğu Toroslar'ın eteklerinden Suriye sınırına doğru hafif bir eğimle azalır. Bu düzlükler kenarlara doğru, içine vadilerin gömüldüğü yaylalar görünüşü alır; orta kesimlere doğru, daha çok ova görünüşü taşır. Bu yalın görünüş arasında, dikkati çeken iki engebe öğesi vardır: Diyarbakır'ın güneybatısında yükseltisi 1 900 metreyi aşan Karacadağ kütlesi (en yüksek noktası Kollubaba tepesinde 1 957 m, başka dağ kütleleriyle birleşmeyen Karacadağ, koyu renkli bazalt lavlarından oluşmuştur); bölgenin güneyinde uzanan Mardin eşiği. Yapısında kalker ve marnların egemen olduğu Mardin eşiğinin (ya da Mardin-Midyat eşiği) yükseltisi 1 500 m'yi aşmamakla birlikte, bazen eteğindeki düzlükler üstünde apansızın yükselir (Mardin kentinin bulunduğu yerde olduğu gibi).
Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Akdeniz iklimi koşulları ile kara iklimi koşullarının birleşik etki alanındadır. Bu koşullar altında bölgenin iklimi, yazları çok sıcak ve sürekli, kışları oldukça soğuk, en çok yağış düşüşü kışa rastlayan ve yaz yağış payı son derece düşük bir iklim tipi olarak tanımlanabilir. Kışlar, Doğu Anadolu'da olduğu kadar soğuk değildir. En soğuk ay ortalaması 1,5 °C-5 °C arasında değişir (Şanlıurfa'da 5,2 °C, Diyarbakır'da 1,8 °C); yaz mevsimindeyse, çok yüksek sıcaklık değerlerine rastlanır. Özellikle Fırat vadisinin doğusunda kalan yörelerde, temmuz ayı ortalaması genellikle 30 °C'ı aşar (Şanlıurfa'da 37 °C; Diyarbakır'da 31 °C; Mardin'de 29,6 °C; Siirt'te 30,4 °C).
Yağışlar, bölgenin kuzey kenarından Suriye sınırına doğru azalır (yıllık yağış ortalaması Siirt'te 756 mm, Suriye sınırı yakınında Ceylanpınar'da 329 mm).
Bozkır (step) görünüşünün egemen olduğu bölgede, ormanlık alanlar, ancak bütün yüzeyin yüzde 8'i kadar bir yer kaplar. Ormanın alt sınırı, batıda Gaziantep yöresinde 500 m'den başlar; doğu kesimlerde 1 300 m'ye kadar yükselir (üst sınırıysa bu bölgede, 2 300 - 2 400 metrededir). Güneydoğu Anadolu ormanlarının en yaygın ağaç türü, mazı meşesidir. Meşeler çoğunlukla bodur ağaç ve çalı görünüşünde olmakla birlikte, bazen gerçek bir orman görünüşü de alırlar.
Türkiye'nin iki önemli ırmağı Fırat ve Dicle, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nden geçer ve kolları aracılığıyla, bu bölgenin sularını Basra körfezine boşaltırlar. Fler iki ırmak da, Doğu Anadolu Bölgesi'nde doğar; Fırat, Gaziantep yaylasından gelen suları, Dicle de Güneydoğu Toroslar'dan inen bol sulu kolları (Batman, Garzan ve Botan çayı gibi) toplar. Kış mevsiminde ve özellikle ilkbaharda kabaran bu sular, mevsiminde azalır.
EKONOMİ
Güneydoğu Anadolu Bölgesi, tarım bakımından daha çok İç Anadolu Bölgesi'ni andırır. Bölgenin Akdeniz Bölgesi'ne komşu olan batı tarafında (Gaziantep yöresi), Akdeniz iklimine benzer bir iklimle birlikte, ürünlerde de bir çeşitlilik göze çarpmaya başlar. Ekili-dikili alanların oranı yüzde 24'ü, nadasa bırakılan topraklarınki % 18'i, ormanlık alanlarınki % 8'i, çayır ve otlaklarınki % 32'yi; ürün vermeyen alanlarınki % 18'i bulur. Bu oranlar, ilden ile değişir. Ekili alanların büyük bölümü, tahıl ekimine ayrılmıştır. Tahıl çeşitleri arasında buğday ilk sırayı alır. İkinci sırada arpa, üçüncü sırada darı gelir. Pirinç tarımına ancak sulama olanağı bulunan kesimlerde dağınık olarak rastlanır. Bölgede ekili alanların küçük bir kesimi de, sanayi bitkileri ekimine ayrılmıştır. Bunlar arasında pamuk, başlıca yeri tutar; onu kenevir izler.
Bölgenin sanayi bitkileri arasında "şark tipi" tütün adı verilen ve özel bazı nitelikleri olan tütün de sayılabilir. Dikili alanların büyük bölümünü üzüm bağları kaplar. Zeytin ve antepfıstığı yetiştiriciliği de gelişmiştir.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde bulunan küçükbaş hayvanların yandan çoğunu koyun oluşturur. Koyun, bölgedeki canlı hayvan ticaretinin en önemli öğesidir. Kılkeçi ve at yetiştiriciliği de gelişmiştir.
Bölgenin en önemli yeraltı gelir kaynağı petroldür. Yurdumuzdaki ilk petrol, bu bölgede Beşiri güneyindeki Raman dağında bulunmuş, önce bu yatak, daha sonra da bunun kuzeydoğusundaki Garzan yatakları işletilmeye başlanmıştır. Türkiye petrol üretiminin yüzde 95'ini, Güneydoğu Anadolu Bölgesi sağlar. Üretilen ham petrolün bir bölümü Batman rafinerisinde arıtılır; bir bölümüyse Batman-Dörtyol boru hattıyla Akdeniz'e taşınarak tankerlere yüklenir. Boruhattının uzunluğu 493 km'dir. Ayrıca, Irak'tan gelen her biri 900 km uzunlukta iki boruhattı (Körfez Savaşı'ndan bu yana kapalıdır), Yumurtalık limanına ulaşır. Öbür yeraltı gelir kaynakları arasında krom ve fosfat yatakları sayılabilir.
Sanayi etkinlikleri yönünden fazla gelişmiş sayılmayan Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde, bu açıdan en ileri iller Gaziantep ve Diyarbakır'dır.
Bölgede demiryolu ulaşımını sağlayan en önemli hatlar, Fevzipaşa-Malatya-Diyarbakır-Kurtalan hattı ile, güney sınırımızı boylayan ve Nusaybin'de topraklarımızdan ayrılan "güney hattı"dır. Bu iki hattı, Narlı-Gaziantep-Barak hattı birbirine bağlar. Güneydoğu Anadolu, Cumhuriyet döneminde önemli karayollarına da kavuşmuştur. bölgede hava ulaşımı olanaklarından yararlanabilen iki merkez, Diyarbakır ve Gaziantep'tir. Geçmiş dönemlerde büyük önem taşıyan Dicle ve Fırat üstündeki ırmak ulaşımı, günümüzde önemini yitirmiştir.