Sakarya
Sakarya ili adını, ülkemizin üçüncü büyük akarsuyu olan ve sınırları içinde denize dökülen ırmaktan alır. Güneyde Göynük Suyu vadisinden kuzeyde Karadeniz kıyısına kadar uzanan il topraklarının yüksekliği hiçbir kesimde 1.600 metreyi aşmaz.
İl sınırları içinde Sakarya Irmağı ile kolları tarafından sulanan verimli tarım alanları vardır. Eskiden bu alanların büyük bölümü yoğun bir orman örtüsüyle kaplıydı. Bu ormanlardan elde edilen kerestelerin gemi yapımında kullanılmak üzere İzmit Körfezi’ndeki tersanelere taşınması ve yörede yetiştirilen tarımsal ürünlerin büyük tüketim merkezlerine ulaştırılmasında güçlüklerle karşılaşılıyordu. İÖ 1. yüzyılda bu güçlüğün üstesinden gelebilmek için Romalılar Sakarya Irmağı’nı Sapanca Gölü üzerinden İzmit Körfezi’ne bir kanalla bağlamayı düşündüler. Bu düşüncenin gerçekleştirilmesi için Osmanlı döneminde de birçok çalışmalar yapıldı. Bu konuda Mimar Sinan’ın da çalışmalar yaptığı bilinmektedir. Ama 19. yüzyılın ilk yarısına kadar sürdürülen bu girişimler her defasında bir başka nedenle sonuçsuz kaldı. Daha sonra da demiryolu ve karayolu ulaşım olanaklarının gelişmesi, kanal açma gereksinmesini ortadan kaldırdı.
Doğal Yapı
Sakarya ili, Karadeniz ve Marmara bölgeleri arasındaki geçiş alanında yer alır. Büyük bölümü Marmara Bölgesi’nde olan il topraklarının doğu, güneydoğu ve güney kesimindeki bazı bölümleri Karadeniz Bölgesi’nin sınırları içindedir. Genellikle güneyden kuzeye doğru gidildikçe alçalan Sakarya ili topraklarının güney kesimini Samanlı Dağları engebelendirir. İlin en yüksek noktası, bu dağ dizisinin doğu bölümünde 1.543 metreye erişen Keremali Dağı’nın doruğudur. Gene Samanlı Dağları’na bağlı olan Kapıorman Dağı (1.467 metre) Geyve’nin doğusunda yer alır.
Sakarya ilindeki başlıca düzlükler Akova da denen Adapazarı Ovası ile Pamukova’dır. Bu ovalar Marmara Denizi’nin doğusunda İzmit Körfezi ile Sapanca Gölü’nü içeren, Gemlik Körfezi ve İznik Gölü’yle de doğuya doğru uzanan çöküntü alanları dizisi içinde yer alır. Kuzeyi ile güneyindeki kırık (fay) çizgileri boyunca çökerek oluşan bu çukurlukların daha sonra alüvyonlarla dolması sonucunda bugünkü ovalar ortaya çıkmıştır. Geyve Boğazı’yla birbirine bağlanan bu ovalar, il ekonomisinde büyük değer taşıyan önemli birer tarım alanıdır. Kuzeybatı kesimindeki dalgalı düzlükler, Kocaeli Yarımadası’ndaki tepelik alanların doğu uzantısıdır. Önemli bir girinti ve çıkıntıya rastlanmayan Karadeniz kıyısında geniş doğal kumsallar vardır.
Sakarya ili topraklarından kaynaklanan suları Değirmendere, Karacasu ve Büyük Melen Çayı ile Sakarya Irmağı toplar. Sakarya Irmağı’nın başlıca kolları Göynük Suyu, Çark Suyu ve Mudurnu Suyu’dur. Büyük Melen Çayı kuzeydoğuda, Göynük Suyu güneyde, Değirmendere de kuzeybatıda doğal sınır oluşturur. İl sınırları içindeki başlıca doğal göller Küçükboğaz, Acarlar, Akgöl ve Taşkısık gölleri ile batıdaki küçük bir bölümü Kocaeli ilinde kalan Sapanca Gölü’dür. Yüzölçümü 47 km2 olan Sapanca Gölü’nün deniz düzeyinden yüksekliği 32 metre, en derin yeri de 61 metredir.
Sakarya ili, Karadeniz ve Marmara bölgelerinde egemen olan iklimler arasında bir geçiş alanında bulunur. İlin iç kesimleri kıyı kesimine göre daha fazla yağış alır. Şiddetli soğuklara rastlanmayan ilde yazlar da çok sıcak geçmez. Eskiden il sınırları içinde geniş alanlar kaplayan ormanlar “ağaç denizi” olarak adlandırılırdı. Ama bu ormanlar kereste elde etmek ve tarım alanı kazanmak için büyük ölçüde yok edilmiş durumdadır. Dağlık alanların alçak kesimleri gürgen, meşe ve kayın, yüksek kesimleri ise köknar, kızıl çam ve kara çam ormanlarıyla kaplıdır.
Tarih
İÖ 13. yüzyılda Bebrikler’in yurdu olduğundan Bebrikya olarak adlandırılan bölgenin sınırları içinde kalan yöre, İÖ 9. Yüzyılda Bitinler’in eline geçti. İÖ 6. yüzyılda Lidyalılar’ın, daha sonra da Persler’in, Makedonyalıların , Selevkoslar’ın yönetimine giren bu topraklar, İÖ 3. yüzyılda Bitinya Krallığı’na bağlandı. İÖ 1. yüzyılda son Bitinya Kralı III. Nikomedes tarafından Roma İmparatorluğu’ na bırakılan bu topraklar Bizans yönetimi sırasında Optimaton Theması’nın sınırları içindeydi. 7. ve 8. yüzyılda birkaç kez Araplar’ın saldırısına uğrayan yöreye 11. Yüzyıl sonlarına doğru Türkmenler gelmeye başladı. 1072’de kısa bir süre için Artuk Bey tarafından Selçuklu topraklarına katıldıysa da, sonra gene Bizanslılar’ın eline geçti. 1075’te Anadolu Selçuklu Devleti’ne bağlanan yöre, 1097’de Haçlılar’ın, 1204’te de İznik Rum İmparatorluğu’nun egemenliğine girdi. 13. yüzyılın ikinci yarısında gene Bizans tarafından yönetilmeye başlayan bu topraklar 1324’te tümüyle Osmanlılar’ın eline geçti. Kurtuluş Savaşı sırasında kısa bir süre, İstanbul hükümetine bağlı olan Anzavur Ahmed güçlerinin eline geçen ve Çerkeş Ethem tarafından kurtarılan yöre, 27 Mart 1921’de Yunanlılar’ın işgaline uğradı. 21 Haziran 1921’de tümüyle işgalden kurtarılan Sakarya ve çevresi cumhuriyetin ilanından sonra uzun bir süre Kocaeli iline bağlı olarak yönetildi ve 1954’te Sakarya adıyla il yapıldı.
Ekonomi
Yarısından çoğu kırsal kesimde yaşayan il halkı geçimini genellikle tarım ile tarıma dayalı sanayi ve ticaretten sağlar. Sakarya ilinde yetiştirilen başlıca tarla ürünleri şeker pancarı, mısır, buğday, patates, soğan ve ayçiçeği, en önemli bağ ve bahçe ürünleri ise üzüm, elma, armut, fındık, domates, dolmalık biber, kavun, karpuz ve lahanadır. Koyun da yetiştirilen ilde sığır besiciliği, tavukçuluk ve ipekböcekçiliği yapılır. Sakarya Tarım İşletmesi il tarımına katkıda bulunan başlıca kurumdur. Karadeniz kıyısında önemli bir balıkçılık etkinliğine rastlanmayan Sakarya ilinde yer alan göllerde tatlı su ürünleri avcılığı yapılır. Orman içi köylerde yaşayan halkın bir bölümü geçimini ormancılık işlerinde çalışarak sağlar.
Tarıma dayalı başlıca sanayi kuruluşları şeker, un, unlu ürünler, patates işleme, süt ve süt ürünleri, bitkisel yağ, yem, kemik unu, tarım alet ve makineleri, traktör ve treyler fabrikalarıdır. Sakarya ilinde bunlardan başka orman ürünleri, metalürji, tel, tuğla, kiremit, asit ve lastik fabrikaları da vardır. Devlet Demiryolları İşletmesi’ne bağlı Türkiye Vagon Sanayii AŞ ildeki en büyük sanayi kuruluşlarından biridir. Elektrikli tren ve vagon üretimi yapılan bu kuruluşta her tür bakım ve onarımın yanı sıra yedek parça üretimi de yapılır.
Sakarya ilinin ülke ulaşımında önemli bir yeri vardır. E-5 Karayolu batı-doğu doğrultusunda ilin orta kesiminden geçer. Yapım aşamasında olan Kınalı-Sakarya Otoyolu’nun Sapanca Gölü’nün güney kıyısı yakınından geçmesi tasarlanmıştır. Haydarpaşa-Eskişehir Demiryolu ile İstanbul’u Bilecik ve Eskişehir’e bağlayan karayolu Sakarya Irmağı vadisini izleyerek ve Geyve Boğazı’nı aşarak il topraklarından geçer.
Yeraltı kaynakları açısından zengin olmayan il topraklarında demir ve mermer yatakları vardır.
Toplum ve Kültür
11. yüzyıldan sonra yöreye gelmeye başlayan ve Moğollar’ın Anadolu’yu istila etmesiyle birlikte sayıları hızla artan Türkmenler yaylalarda göçebe olarak yaşıyordu. Daha sonra Türkmenler’in göçebelikten vazgeçerek yerleşmeye başlamaları sonucunda yerli Rumlar ve Türkmenler birlikte yaşamaya başladılar. 19. yüzyılda Kafkasya ile Balkanlar’dan gelen göçmenler de bu yöreye yerleştirildiler. Geleneklerini kendi aralarında sürdüren göçmenler tarımsal üretimin gelişmesine çalıştılar. Adapazarı Ovası’nda patates yetiştirilmesine öncülük eden göçmenlerdir. 1890’da demiryolunun Adapazarı’na ulaşmasıyla ekonomik ve toplumsal yaşamı daha da canlanan yörede ilk yerel banka 1913’te kuruldu. I. Dünya Savaşı sırasında Karadeniz Bölgesi’nin doğu kesiminden gelen bazı göçmenler de yöreye yerleşti. Bu göçmenler patatesin yanı sıra yörede mısır ve fındık yetiştirilmesine de ön ayak oldular. 1950’lerden sonra başlayan sanayileşme toplumsal yaşamın önemli ölçüde değişmesine yol açtı.
Yörenin geleneksel el sanatları kilim dokumacılığı ve kaşıkçılıktır. Köylerde dokunan kilimler pazarlarda “Kandıra kilimi” adıyla satılır. Kaşıkçılık ise gittikçe önemini ve geçerliliğini yitiren bir el sanatı durumundadır.
Sakarya ilindeki başlıca kültür ve eğitim kurumları İstanbul Teknik Üniversitesi’ne bağlı Sakarya Mühendislik Fakültesi ile Sakarya Meslek Yüksekokulu’dur.
İl Merkezi: Adapazarı
İlk yerleşim yerinin 14. yüzyılda bu yöreyi Osmanlı topraklarına katan Konur Alp tarafından, bugün kentin bulunduğu yerde kurulduğu bilinmektedir. Tığcılar adıyla anılan bu köy, yörenin alışveriş merkezi olan bir pazaryeri olarak gelişti. Daha sonra çevresinde yer alan Yağcılar, Semerciler ve Hasırcılar adlı köylerle bütünleşerek büyüyen yerleşme, 17. yüzyılda Ada ve Ada nahiyesi, 19. Yüzyıl ortalarında Adaköy, daha sonra da Adapazarı adıyla anıldı. Bu biçimde adlandırılmasının nedeni, kurulduğu yerin Sapanca Gölü’nün fazla sularını boşaltan Çark Suyu ile Sakarya Irmağı arasında kalması nedeniyle bir adayı andırmasıydı. 19. yüzyıl sonunda demiryoluyla ulaşım olanağına kavuşan Adapazarı, çevresindeki zengin tarımsal alandan gelen ürünlerin pazarlandığı önemli bir ticaret merkezi olmasına karşın, 20. yüzyılın başında da kasaba görünümünü korudu.
1950’lerde sanayi tesislerinin kurulması ve il merkezi yapılması Adapazarı’nda kentleşmeyi başlattı. Kent 1970’ten sonra, güneyinden geçen E-5 Karayolu’nun kenarına kadar gelişti. Kentte hızla yaygınlaşan sanayi kuruluşlarının atıkları Sakarya Irmağı ile Çark Suyu’nu önemli ölçüde kirletmektedir.
Kent, Arifiye Istasyonu’nda ayrılan bir hatla Haydarpaşa-Eskişehir Demiryolu’na bağlanır. Adapazarı ile Haydarpaşa arasında her gün düzenli olarak tren seferleri yapılır.
Kentin nüfusu 152.291’dir (1985).
Sakarya İline İlişkin Bilgiler
Yüzölçümü: 4.817 km2
Nüfus: 610.500 (1985).
İl Trafik No: 54.
İlçeler: Adapazarı (merkez), Akyazı, Ferizli, Geyve, Hendek, Karapürçek, Karasu, Kaynarca, Kocaali, Pamukova, Sapanca, Söğütlü, Taraklı.
İlgi Çekici Yerler: Sapanca Gölü kıyıları; Karasu ve Kocaali plajları; Haşan Dağı ve Poyrazlar Gölü orman içi dinlenme yerleri; Orhan Gazi, Yunus Paşa (Geyve Ulucamisi), Şeyh Müslihiddîn ve Rüstem Paşa camileri; Orhan Gazi Zaviyesi; Elvan Bey İmareti; Sakarya Köprüsü ve Beşköprü (Jüstinyen Köprüsü).