Tekerleme
Tekerleme, uzmanlara göre daha çok çocuk folkloru ürünüdür. Genellikle halk şiiri çerçevesinde incelenmesine karşın, tekerlemeye kesin bir tanım verilememektedir. Ayrı bir tür olmasının yanı sıra, tekerlemenin türkü, âşık şiiri, masal, oyun ve halk hikâyesine karışan çok yönü vardır. Çocukların geleneksel eğlenme biçimlerinde ya da oyunlarında okudukları, söyledikleri basmakalıp sözler, küçük türküler, takılmalar ve yinelemeler tekerleme kapsamına girer.
Tekerlemede çoğunlukla belirli bir konu yoktur. Ses yinelemelerinin, başta ve sonda uyaklı dizelerin bulunduğu, genellikle açık seçik bir karşılığı, imge ve tutarlılığı olmayan düşüncelerin sergilendiği bir tür niteliğindedir. Şaşırtma, eğlendirme, bir tür büyüleme amacıyla alışılmadık imgeler oluşturulur. Özetle, tekerleme bir söz oyunudur.
Masal tekerlemeleri, gerçekte masalın büyüleyici, etkileyici parçası durumundadır. Masalın başında “Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, bir varmış bir yokmuş; eşek natır, sıçan berber, gugukçuk terzi, tosbağa ekmekçi iken; hamama vardım hamamın tası yok; peştemalın arkası yok, ben anamın babamın beşiğini tıngır mıngır sallarken; bir varmış, bir yokmuş; evvel zamanda, kalbur samanda, kazan tencerede; bir değirmencinin bir kara kedisi varmış..." gibi sözler sıralanır. Sonundaki tekerlemeler ise çoğunlukla şiirsel bir yapı gösterir: “Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine’’, “gökten üç elma düşmüş, biri söyleyene, biri yazana, biri de dinleyene ”
Oyun tekerlemeleri de, hemen bütünüyle şiir biçimindedir. Çocuk oyunlarında başvurulan “sayışmaca” (bazı çocuk oyunlarında ebeyi ve tarafları belirlemek için başvurulan, tekerleme biçimindeki bölüm), bir tekerlemeyi söylerken her hecede bir oyuncuyu işaret etmek ve son hece kimde kalırsa onu sayışma dışında bırakmak biçimindedir. Sayışmacada en sona kalan oyuncu ebe olur. “Oooooo iğne battı/Canımı yaktı/Tombul kuş/Arabaya koş/Arabanın tekeri/İstanbul’un şekeri/Hop hop altın top/Bahçelerde güller çok...” en çok kullanılan saymaca tekerlemelerinden biridir. Bazı tekerlemeler, suçluyu ortaya çıkarmak, kaybolmuş bir şeyi bulmak gibi amaçlarla da söylenir: “Şeytan aldı götürdü/Satamadan getirdi... ”
Bazı tekerlemeler başlı başına bir oyun niteliğindedir. Oyun, tekerlemenin tümünü kapsar; belirli bir ezgiyle söylenen tekerlemeye bazı jest ve mimikler de katılır. Bunlar arasında, büyüklerin bebeklerini uyutmak, eğitmek, oyalamak için söyledikleri “Fış fış kayıkçı/Kayıkçının küreği/Hop hop eder yüreği...” ya da tekerleme ve ninni karışımı “Dandini dandini dastana/Danalar girmiş bostana/Kov bostancı danayı/Yemesin lahanayı. ..”; çocukların doğal bir olay karşısında söyledikleri “Yağmur yağıyor/Seller akıyor/Arap kızı camdan bakıyor...” ya da “Yağ yağ yağmur/Teknede hamur/Tarlada çamur/Ver Allahım ver/Sen bize yağmur...”; bazı oyunları oynarken söyledikleri, sözgelimi “aç kapıyı bezirgânbaşı” oyunundaki “Aç kapıyı bezirgân başı, bezirgân başı/ Kapı hakkın ne verirsin, ne verirsin? / Arkamdaki yadigâr olsun, yadigâr olsun!...” ve “yağ satarım” oyunundaki “Yağ satarım bal satarım/Ustam ölmüş ben satarım...” gibi tekerlemeler özellikle anılabilir.
Oyun tekerlemelerinin bir türü de yermek amacıyla söylenir. Bu tür tekerlemeler bazı takılmaları, kızdırmaları, meydan okumaları içerir: “Kabaramazsın kel Fatma/Annen güzel sen çirkin" ya da “Deli deli tepeli/Kulakları küpeli” gibi.
Tekerlemeler çocukların dünyası kadar yetişkinlerin dünyasında da eğlendirici bir öğe olarak yer alır. Özellikle hızlı konuşma amacıyla bazı tekerlemelerin söylenme biçimini alır: '"Bir berber bir berbere bre berber gel beraber bir berber dükkânı açalım demiş”; “Şu yoğurdu sarmısaklasak da mı saklasak, sarmısaklamasak da mı saklasak” ya da “Kırk küp kırkının da kulpu kırık küp” gibi.
Tekerlemelerde birim genellikle dizedir; çokluk hece ölçüsünün 4+3 kalıbı yeğlenir. Ama bazı oyun tekerlemelerinde hece sayıları daha fazla olabilmektedir.