Trafik
Trafik denince akla önce karayolları ve bu yollar üzerinde hareket eden taşıtlar ve yayalar gelir. Ama geniş anlamıyla trafik sözcüğü, ulaşım yollarındaki tüm hava, deniz ve kara taşıtları ile yayaların gidiş gelişlerini kapsar. Günümüzde tüm bu taşıtların ve yayaların ulaşım yollarını kullanmaları belirli kurallara bağlanmıştır.
Karayollarında trafik düzenlemeleri, çok eski çağlarda taşıt ve yaya sayısının artmasıyla birlikte başlamıştır. Eski Babil ve Roma’da yaya ve taşıtların gidiş gelişlerini denetleyen kuralların olduğu bilinmektedir. Çağımızda motorlu taşıtların sayısının artması ve hızlanmaları, trafik denetiminin ve trafiği düzenleyen kuralların daha sistemli olarak ele alınmasına yol açmıştır. Kent içi ve kent dışı kara ulaşımı, trafik ışıkları, trafik levhaları, yol
şeritleri gibi denetim araçlarının yardımıyla düzenlenmeye başlanmış ve bu araçlara ilişkin uluslararası bir standart geliştirilmiştir. Günümüzde kent içi trafiğin düzenlenmesinde bilgisayarlardan da yararlanılmaktadır.
Türkiye’de karayollarında trafik 1983 tarihli Karayolları Trafik Kanunu ile düzenlenmiştir. Bu yasa can ve mal güvenliğini sağlayacak trafik düzenlemelerinin yapılmasını amaçlar. Araçların trafiğe çıkabilmesi için gerekli işlemler ve belgeler, hangi motorlu taşıtların kimler tarafından ve hangi koşullarda trafiğe çıkarılabileceğini belirleyen kurallar, trafiğin düzenlenmesinde Emniyet Genel Müdürlüğü’nün görev ve yetkileri bu yasada ele alınmıştır.
Türkiye’de trafik sağdan seyreder. Sürücü belgesi olmayan kişilerin motorlu taşıtları kullanması yasaktır. Sürücüler trafik işaret ve levhalarına, trafik polisinin yaptığı tüm uyarılara uymak zorundadırlar. Uyuşturucu ve alkol kullanmış kişilerin trafiğe çıkması, belirlenmiş hız sınırının aşılması yasaktır. Bu yasa aynı zamanda, yayaların ve hayvan sürücülerinin uymaları gereken trafik kurallarını da düzenlemiştir.
Yayaların trafik kurallarına uymaları hem kendi güvenlikleri, hem de trafiğin düzenli akışının sağlanması açısından önemlidir. Yayalar karşıdan karşıya geçerken yaya geçitlerini kullanmalı, trafik polisinin işaretlerine ve trafik ışıklarına kesinlikle uymalıdır. Trafiğin çok yoğun olduğu bazı yollarda yayaların güvenli bir biçimde karşıya geçebilmeleri için alt ve üstgeçitler de yapılmıştır. Bazı kavşaklarda trafik ışıklarının yanı sıra trafik polisinin olduğu da görülür. Taşıtlar ve yayalar, trafik polisi ve ışıklarının birlikte olduğu böyle kavşaklarda önceliği trafik polisinin komutlarına vermek zorundadır.
Otomobil, otobüs, kamyon gibi motorlu taşıtların dışında, yolları kullanan bir başka araç da bisikletlerdir. Bisiklet sürücüleri de, öteki sürücüler gibi trafik kurallarına uymak zorundadır. Bisiklete binerken, yan yana
bisiklet sürmek, taşıtlara yaklaşmak, hareket eden taşıtlara tutunmak, bisikleti elleri bırakarak ya da sağa sola kıvrılarak sürmek tehlikelidir. Bisiklet sürücüleri kavşaklara yavaş yavaş yaklaşmalı, yaya geçidinden geçen
yayalara yol vermeli ve trafik işaretlerine kesinlikle uymalıdır. Yayalara ayrılmış kaldırımlarda bisiklet sürmek yayaların güvenliği açısından tehlikeli ve yasaktır.
Günümüzde deniz ve hava taşıtları da belirli kurallar içinde seyrederler. I. Dünya Savaşı’ndan sonra giderek yoğunlaşan hava trafiği yer istasyonları ile bağlantılı bir biçimde düzenlenmekte ve hava trafik denetim merkezleri aracılığıyla denetlenmektedir. Havalimanlarında bulunan kontrol kuleleri, uçakların güvenli iniş kalkışlarını sağlayacak ve havada belirli bir rota izleyerek çarpışmalarını önleyecek düzenlemeleri yapar.
Gemilerin limanlara giriş çıkışları ya da kendi aralarında haberleşmeleri için çok eski çağlardan beri belirli işaretleşme yöntemleri geliştirilmiştir. Daha sonraları, deniz trafiğinin düzenlenmesinde ve denetlenmesinde bayrak, semafor, ışık ve ses gibi çeşitli iletişim yöntemlerine başvurulmuştur. Bugün radyo ve radar gibi gelişmiş teknik aletlerin yanı sıra, deniz trafiğinin yoğunlaştığı bölgelerde bilgisayarlardan da yararlanılmaktadır.