Truva
Eski Yunan efsanelerinde, Yunanlılar ile Truvalılar arasında, Anadolu’da geçen 10 yıllık bir savaştan söz edilir. Eski Yunan edebiyatının ünlü şairi Homeros, bu savaşı ve savaşa katılan insanları İlyada adlı uzun destanında
anlatmıştır. İLYADA ve TRUVA SAVAŞI sayfalarında bu büyük savaşla ilgili ayrıntılı bilgi yer almaktadır.
Truva Savaşı'nın yanı sıra, Truva ile ilgili başka öyküler de vardır. Truva’yı kuran Teukros’un aynı zamanda ilk Truva kralı olduğu söylenir. Onun torununun oğlu olan Tros döneminde Truva adını alan kente, Tros'un oğlu olan İlos döneminde İlion adı verildi.
Efsaneye göre, İlos’un oğlu Laomedon düzenbaz ve yalancı kişiliği ile tanınan bir kraldır. Laomedon kentin çevresine sur yaptırmaya girişir ve tanrı Apollon ile deniz tanrısı Poseidon’dan (Neptün) yardım görür. Ne var ki, surlar bitince Laomedon tanrılara verdiği sözü yerine getirmez. Bunun üzerine tanrılar Truva’ya bir deniz canavarı gönderirler. Öte yandan, yiğit Herakles canavarı öldürmeyi üstlenir, ama karşılığında Laomedon’un atlarını ister. Herakles üstlendiği işi yapar. Laomedon gene sözünde durmayınca, Herakles öfkeye kapılarak Laomedon’u öldürüp Truva’yı yağmalar. Bununla birlikte, Herakles Laomedon’un bir oğlunu bağışlar. Bu, Truva Savaşı sırasındaki Truva Kralı Priamos’tur.
Truva yalnızca efsanelerde yer alan bir kent değildir. Anadolu’da, Çanakkale Boğazı'na yakın Hisarlık Tepesi’nde yapılan arkeolojik kazılar en az dokuz kent kalıntısını açığa çıkarmıştır. Bunlardan yedincisi Priamos’un Truva’sıdır. Truva Savaşı 3.000 yıl kadar önce yapılmıştır, ama Truva o zaman bile eski bir yerleşimdi.
İlk Truva kenti, dört yanının surlarla çevrili olmasına karşılık, köyden biraz büyük bir yerleşim merkeziydi. Birbiri ardı sıra kurulan kentlerden her biri bir öncekinden daha büyüktü. Truva İÖ 14. ve 13. yüzyıllarda, surlarla çevrili, büyük evlerden oluşan bir kent görünümünü almıştı. Bir deprem sonucu yıkıldıysa da, yeniden imar edilerek daha da büyük ve güzel bir kent haline geldi. Bu kentte, Girit Adası ve Miken kentinde gelişen büyük uygarlığa ait kalıntılar bulunmuştur.
Truva yıkıldıktan sonra, bu kez bir Yunan kenti olarak yeniden kuruldu. Hıristiyanlık döneminde ise kent yeniden onarıldı ve yaklaşık İS 5. yüzyıla kadar varlığını korudu.
Truva kentini ortaya çıkaran , Heinrich Schliemann adında bir Alman arkeologdur. 1870’te Hisarlık’a giderek kazılara başlayan Schliemann, en eski, dolayısıyla en alttaki kalıntıların Priamos’un Truva’sı olduğuna inanıyordu. Kazıyı ikinci kente kadar sürdürdü ve yanmış olan kent kalıntıları arasında altın süs eşyaları buldu. Schliemann bu kalıntıların Priamos’un Truva’sına ait olduğuna inanıyordu. Ne var ki, ölümünden kısa bir süre önce bunun çok daha eski bir kentin kalıntısı olduğu anlaşıldı. 1930’larda yörede araştırma yapan bir ABD ekibi, Truva Vlla olarak adlandırılan ve dört yanı surlarla çevrili, çok nüfuslu, kuşatma, çatışma ve yangın izleri taşıyan bir kent bularak bunun İlyada'da adı geçen Truvaolduğu sonucuna vardı.