Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Türk Dilleri

  • Okunma : 323

Türk Dilleri, genel olarak Türkçe diye adlandırılan dilin değişik lehçelerinin tümünün oluşturduğu bir dil topluluğudur. Türk dilleri bugün dünyanın pek çok yöresine dağılmış durumda bulunan, yaklaşık 150 milyon Türk tarafından konuşulmaktadır. Türk dil topluluğunun bugünkü yayılma alanı şöyle çizilebilir: Moğolistan-Çin-Tibet sınırından Hazar Denizi’ne kadar uzanan bölgede Yeni Uygur, Kırgız, Kıpçak-Özbek, Özbek, Türkmen, Karakalpak ve Kazak Türkçe’leri; Kuzeydoğu Sibirya’da Yakutça, Çin-Moğolistan sınırının batı ucunda Sarı Uygur ve Salar Türkçe’leri-, Altay-Abakan-Sayan bölgesinde Soyon, Karagas, Abakan ve Şor Türkçe’leri, bu bölgenin kuzeyinde Çulım, Baraba, Batı Sibirya, Başkırt, Kazan-Volga Türkçe’leri ve Çuvaşça, Hazar Denizi'nin batı kıyısından Doğu Trakya’ya kadar uzanan bölgede Nogay, Azeri ve Türkiye Türkçe’leri, Kırım ’da Kırım Tatarca’sı ve Kırım Osmanlıca’sı, Bulgaristan’ın K aradeniz kıyısındaki küçük bölgesinde Gagavuz ve Çıtak Türkçe’leri, Makedonya’da Rumeli ağızları, Ukrayna-Polonya-Litvanya’da Karaim Türkçe’si.

Türk Dillerinin Kökeni ve Sınıflandırılması

Bilim adamları Türkçe’nin en eski uygarlık dillerinden biri olduğu görüşünde birleşir. Bazı bilim adamları Türkçe’nin Yunanca ve Latince üzerinde bile etkili olduğunu ileri sürmüştür. Bazı araştırmacılarsa karşılaştırmalı dil çalışmaları yaparak Sümerler’i (İÖ 4. bin-2. bin) Türkler’in atası sayar. İÖ 1. yüzyılda Kaşgar çevresinde Türkler’in yaşadığı saptanmıştır. “Türk” sözü Çin kaynaklarında 7. yüzyılda geçmektedir.

    Türk dillerinin kökeni, bu dile yakınlığı bulunan diller, bu dilin eskiliği ve sınıflandırılması gibi konular bugün de tartışılmaktadır. Tartışılmakta olan eski görüşe göre Türk dilleri Ural-Altay dil ailesinin Altay öbeğinde yer alıyordu. Bu öbekte Moğol, Tunguz ve ayrıca Kore, Japon dilleriyle yakınlığı bulunduğu ileri sürülmektedir. Ural öbeğinde ise Yukagir, Eskimo-Aleut, Samoyed, Fin-Ugor dilleri bulunmaktadır. Son araştırmalarda Türk dillerinin Altay dillerinden olduğu yolundaki görüşler ağırlık kazanmaktadır.

    En eski Türkçe yazılı belgeler 8. yüzyıldan kalmış olan Orhun ve Yenisey yazıtlarıdır. B u yazıtlarda 800 sözcükten oluşan sözvarlığının genişliği, soyut kavramları anlatan sözcüklerin de varlığıyla ortaya çıkan söyleyiş olanaklarının zenginliği gibi veriler Türkçe’nin oldukça eski dillerden biri olduğu konusundaki görüşleri pekiştirmektedir. Bu yazıtlarda yabancı sözcük oranı yüzde 1 dolayındadır.

    Türk dillerinin sınıflandırılmasına 16. yüzyılda başlanmıştır. Gerçi daha 11. yüzyılda ilk Türk dilcisi ve sözlükçüsü Kaşgarlı Mahmud, Divanü Lügati't-Türk adlı yapıtında döneminin Türk dillerini ve lehçelerini bir anlam da sınıflandırarak vermiştir. Türk dillerinin sınıflandırılmasında Türkologlar (Türk dilleriyle uğraşan dil bilginleri) değişik ölçütler kullanmışlardır: Bazı Türkologlar tarih, coğrafya özelliklerinden yola çıkarken, bazıları da fonetik (sesbilgisi) özellikleri temel almıştır. Türk dili araştırmaları alanında ün kazanmış bilim adamlarından Vasili Radlov, Gustaf John Ramstedt, Aleksandr Nikolayeviç Samoyloviç, Lajos Ligeti, Sergey Efimoviç Malov, Reşit Rahmeti Arat, Nikolay Aleksandroviç Baskakov, Johannes Benzing, Kari Heinrich Menges’in sınıflandırma denemeleri daha gerçekçi ve tutarlı sayılmaktadır. Bir örnek oluşturması bakımından Menges’in sınıflandırmasını aktarabiliriz:

A. Orta ve Güneybatı Asya dilleri (ya da Türküt dilleri): 

    I. Orta Asya bölümü (Doğu Türküt): Eski Türkçe çağına ait diller.

        1. Orhun (ve Yenisey) yazıtları ve Eski (Klasik) Uygurca.

        2. Orta Türkçe döneminin dilleri: Uygurca’dan Çağatayca’ya geçiş. 

            a) Doğu lehçesi.

            b) Kuzeybatı lehçesi Sonraki dönem ve Çağatayca.

        3. Özbekçe.

        4. Tarançı ve öbür lehçeleriyle Uygurca, Sarı Uygurca, yeni Uygur lehçeleri.

        5. Kırgızca.

    II. Güneybatı ya da Oğuz bölümü (Batı Türküt): Eski diller.

        1. Eski Anadoluca (Selçuklular), Eski Osmanlıca, çağdaş diller.

        2. Batı: Osmanlıca (Rumeli, Anadolu, Güney Kırım ), Gagavuzca, Azerice.

        3. Doğu: Türkmence.

B. Kuzeybatı ya da Kıpçak bölümü:

    III. Orta Türkçe dönem inin eski kuzeybatı dilleri:

        1. Codex Cumanicus ve Kıpçakça.

        2. Modern diller.

    IV. Pontos-Hazar dilleri:

        1. Karaimce.

        2. Karaçayca ve Balkarca.

        3. Kırım Tatarcası.

        4. Kumukça.

    V. Volga-Kama-Batı Sibirya dilleri:

        1. Kazan Tatarcası (asıl Tatarca), Tepter, Mişer ve Kasım Tatarcası.

        2. Batı Sibirya lehçeleri: Turalı, Tümenli, Tobollu, Işımlı, Kurdak, Irtışlı.

        3. Baraba.

        4. Küerikçe.

        5. Başkırtça.

C. Oyrotça ( Altay Dağları'nda) ve lehçeleri : Altay-Kiji Telenget Lebed (Ku-Kiji) Yış-Kiji (Tuba)

D. I. Orta-Güney Sibirya, Abakan ya da Hakas bölümü:

        1. Şor.

        2. Abakani Sagay, Koybal, Kaça, Kızıl ve Beltir lehçeleri.

    II. Doğu ya da Tuva bölümü (TangnuTuva ya da Uranhay):

        1. Karagas.

        2. Soyong (Tuba, Tuva, Tıba ya da Uranhay dili).

E. Kuzeydoğu, Doğu Sibirya ya da Yakut bölümü: Yakut (Saha) dili ve Dolgan, Yakut etkisindeki Nanasan (Tavgı-) Samoyed lehçeleri

F. Volga-Bulgar ya da Hun-Bulgar bölümü (Eski Kuzeybatı bölümü):

        1. Volga-Bulgar.

        2. Çuvaş ve Tavaş dilleri.

Türk Dillerinin Tarihsel Gelişimi

Türk diliyle uğraşan bilim adamları Türk dillerinin ve lehçelerinin tarihsel gelişimini yedi döneme ayırm aktadırlar:

1.Altay dönemi;

2. En Eski Türkçe dönemi;

3. İlk Türkçe dönemi;

4. Eski Türkçe dönemi;

5. Orta Türkçe dönemi;

6. Yeni Türkçe dönemi;

7. Çağdaş Türkçe dönemi.

    Bu sınıflamanın ilk üç dönemiyle ilgili olarak bugüne kadar herhangi bir belge bulunamamıştır.

Eski Türkçe dönemi (6.-10. yüzyıllar arası) Göktürkçe’nin ve Uygurca’nın kullanıldığı dönemi kapsar. Orhun ve Yenisey yazıtları ilk yazılı belgeler olması bakımından büyük önem taşır.

Orta Türkçe dönemi (11.-15. yüzyıllar arası): İslam dini ve kültürüyle ilişki kurulduğu, Türk boylarının İslam dinini benimsediği dönemi içine alır. Bu dönem de özellikle yazı dili Arap ve Fars dillerinin büyük ölçüde etkisinde kalmış, yapay bir dil oluşmuştur. Bu dönem de kendi içinde iki evreye ayrılır: 

A) Ortak Orta Asya Türkçe’si, 

B) Çağatay, Kıpçak ve Oğuz lehçelerine dayalı Türk yazı dillerinin oluştuğu dönem.

Yeni Türkçe dönemi (13.-20. yüzyıllar arası): Orta Asya Türk lehçelerinin oluşumlarını tamamladıkları (Özbekçe, Kıpçakça), batıda da Türkmence ve Azerice ile Anadolu’da Türkçe, Arapça ve Farsça’nın karışımı yapay bir dil olan Osmanlıca’nm egemen olduğu dönemi kapsar.

Çağdaş Türkçe: 20. yüzyılda dünyanın çeşitli yörelerinde konuşulmakta ve yazılmakta olan bütün Türk dillerini ve lehçelerini kapsamına alır. Türkler’in kullandıkları alfabeler konusunda ALFABE sayfasına bakınız.