Ural-Altay Dilleri
Asya’nın Büyük Okyanus kıyılarından Orta Avrupa ve Akdeniz kıyılarına kadar uzanan büyük bir bölgede konuşulan dillere genel olarak Ural-Altay dilleri adı verilmektedir. Adını Ural ve Altay dağlarından alan bu diller, Ural dilleri ve Altay dilleri olmak üzere iki ana dala ayrılarak İncelenmektedir. Ural kolu kendi içinde ikiye ayrılır:
A) Fin-Ugor (Fin: Laponca. Batı Fince ya da Baltık Fincesi, Doğu Fincesi ya da Ural Fincesi; Ugor: Macarca, Obi Ugorcası),
B) Samoyed. Altay kolu da şu dillerden oluşmaktadır:
1. Türkçe,
2. Moğolca,
3. Mançu-Tunguzca,
4. Kore dili,
5. Japonca
Ural-Altay dil ailesinin ilk taslağını, Rusya’ da tutsak olarak 13 yıl kalan ve buradaki halkların dillerini inceleyen İsveçli asker Johann von Strahlenberg (1676-1747) belirlemiştir. Ne var ki, bugüne kadar Ural ve Altay dilleri üzerinde yapılan çalışmalar bu dillerin arasındaki akrabalık ve öbür ilişkileri tam olarak aydınlatabilmiş değildir. Ural ve Altay dilleri arasında bazı benzerlikler bulunmaktadır. Her iki öbekteki diller arasında ünlü uyumu vardır. Bazı ekler hem yapım, hem de çekim işlevlidir. Ayrıca birtakım ses, sözdizimi ve sözcük benzerlikleri de bulunmaktadır.
Son yıllarda Altay dillerini ayrı bir dil ailesi olarak gören araştırmalar yayımlanmıştır. Altay dilleri arasında sözvarlığı ve yapı bilgisi yönünden Türkçe’ye en çok benzeyen dil Moğolcadır. Altay dilleri arasında da ünlü uyumu bulunması önemli bir benzerlik olarak gösterilmektedir. Bir başka önemli benzerlik de bu dillerin bitişimli ya da bitişken (bağlantılı) olmasıdır, yani çekimde ve sözcük türetiminde eklerin kullanılmasıdır. Kore dili ve Japonca’yı da Altay dilleri arasında sayan dilciler vardır. Bu dilciler Kore dili ve Japonca ile öbür Altay dilleri arasında bazı ses, biçim ve sözdizimi yakınlıkları bulunduğuna dikkati çekmektedir.
Ural-Altay dilleri sınıflandırması henüz kesin olarak kanıtlanamamıştır. Bu konuda yapılan çalışmaların azlığının yanı sıra, Altay dillerinin ayrı bir dil ailesi olduğu yolunda yeni kuramların geliştirilmesi nedeniyle bu dil ailesi içine giren dillerin gerçekte hangi dil ailesinden olduğu bazen kuşkular uyandırmaktadır. Çalışmalar sonucunda, sözgelimi Türk dilleri diye bir dil ailesinin varlığını kanıtlamaya çalışan yeni kuramlar da ortaya atılabilecektir. Bazı çalışmalarda bunun ipuçları verilmektedir.