Vantrilok
Vantrilok, konuşurken sesin başka yerden geldiği izlenimini verebilen kişiye denir. “Vantrilok” sözcüğü, Latince’de “karın” anlamına gelen venter ve “konuşmak” anlamına gelen loqui sözcüklerinden türetilmiştir. Romalı oyuncular sözcüklerin karından geldiğini sanıyorlardı.
Gerçekte vantrilok sözcüklerini normal bir biçimde oluşturur. Ama, soluğunu yavaş yavaş verirken ses telleri arasındaki boşluğu daraltarak seslerin boğuk çıkmasını sağlar. Konuşurken ağzını elinden geldiğince az açıp dilini geri çeker ve yalnızca dilinin ucunu kullanır. Aynı zamanda dudaklarını oynatmamaya çalışır. Dudakların kıpırdamaması, doğal olarak özellikle “b”, “m” ve “p” gibi ünsüz seslerin söylenmesini güçleştirir.
19. yüzyılın sonlarına kadar vantriloklar çatı ya da bacadaki biriyle konuşuyormuş gibi yapar, izleyicilerin dikkatini başka yere çekmeye çalışırlardı.
Günümüzde vantriloklar genellikle başı ve dudakları oynayan hareketli kuklalar kullanır. İzleyicilerin kuklanın konuşamadığını bilmesi gösteriye inandırıcılık ve başarı sağlar. Bunun için vantrilok kendisine eşlik eden kuklası ile konuşur. Gösterinin başarısı, vantriloğun yaratısı olan kuklanın kişiliğinin güçlü olmasına bağlıdır. Kendi sesini tekdüze ve yumuşak bir tonda tutan vantrilok, hareketlerini de olabildiğince kısıtlar. Gösteri sırasında kuklayı her zaman daha yüksek sesle konuşturup abartılı hareketler yaptırır. Bütün bunlar izleyicinin dikkatini vantriloğun ağzından uzaklaştırıp kuklaya yöneltmek amacıyladır.
Eski Yunanlı ve Mısırlılar bu biçimde konuşmayı biliyorlardı. Mısırlı ve Yunanlı rahiplerin ve rahibelerin bazen böyle konuşarak, çevrelerindekileri tanrılarla ilişkiye geçtiklerine inandırmaya çalıştıkları, gelecekten haber vererek kâhinlik yaptıkları sanılmaktadır. Afrika’da yaşayan Zulu ve Maori kabileleri ile Eskimolar arasında da pek çok vantrilok olduğu bilinmektedir.
Doğada ise, birbirlerini ya da insan seslerini taklit eden muhabbetkuşu ve papağan gibi bazı kuşların bir çeşit vantrilok olduğu söylenebilir.