Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Uşak

  • Okunma : 342
Uşak Resim

Uşak ili, Ege Bölgesi’nin İçbatı Anadolu bölümünde yer alır. Haritadaki görünümü yatık bir armudu andıran Uşak ili toprakları kuzeydoğudan güneybatıya doğru gidildikçe alçalır.

    Ekonomik olanakları kısıtlı olan Uşak, ülkemizde nüfusu en ağır olarak artan illerimizdendir. 1990’da yapılan sayımın geçici sonuçlarına göre, kırsal kesimi nüfus yitiren ilin yıllık nüfus artış hızı Türkiye ortalamasından azdır. Bu sonuçlara göre il halkının üçte birinden fazlası il merkezinde yaşar. Uşak yöresi dokumacılık ürünleriyle tanınır. Bu ürünlerden başlıcası dünyaca ünlü Uşak halısıdır. Genellikle büyük olan Uşak halılarının 16. ve 17. yüzyıllardan kalma örneklerine dünyanın başlıca merkezlerindeki müzelerde rastlanmasının nedeni, eski el dokumacılığı sanatının en değerli ürünleri arasında yer almasıdır.

Doğal Yapı

Akarsu vadileriyle yer yer derin biçimde parçalanmış olan Uşak ili topraklan orta yükseklikteki dalgalı düzlüklerden oluşur. Bu topraklar, Ege Bölgesi’nin asıl Ege bölümünün düzlükleri ile İç Anadolu Bölgesi arasında bir geçiş alanı olan İçbatı Anadolu Eşiği’ nin batı kesiminde yer alır. Uşak ilinin en yüksek noktası, kuzeydoğu kesimdeki Murat Dağı’nda, Kütahya il sının yakınında 2.309 metreye erişen Kartaltepe’dir. Murat Dağı dışında Uşak ilini engebelendiren başlıca yükseltiler kuzey kesimdeki Elma Dağı (1.805 metre) ile orta kesimdeki Kaz Dağı ve Kışla Dağı’dır (1.308 metre). İl sınırları dışında yer alan Ahır ve Bulkaz dağlarının batı uzantıları Uşak ilinin doğu kesimine sokulur. Murat Dağı yamaçlarında yer alan yaylalar, hayvancılık alanı ve sayfiye yeri olarak yöre halkı için büyük önem taşır.

    İl topraklarından kaynaklanan suları Büyük Menderes ve Gediz ırmakları toplar. Uşak ilinde yer alan önemli düzlükler akarsu vadi tabanlarının genişlediği kesimlerdedir. Bunlardan başlıcaları Gediz Irmağı’nın en önemli kollarından biri olan Banaz Çayı’nm geçtiği Banaz Ovası ve bu akarsuyun başlıca kollarından Kazancı (Yavu) Deresi vadisindeki Uşak Ovası’dır. Önemli bir göle rastlanmayan ilin güney kesiminde Adıgüzel baraj gölünün kuzey bölümü yer alır.

    Bölgeler arası bir geçiş alanında yer alan Uşak ili daha çok İç Anadolu Bölgesi’nin özelliklerini anımsatan kara ikliminin etkisi altında kalır. Yıllık ortalama yağış miktarı kuzeydoğu kesimdeki M urat Dağı’na doğru gidildikçe artar. Oldukça sıcak geçen yazın hava sıcaklığı bazen 40°C’ye yaklaşacak kadar artış gösterirken, kar yağışlı geçen kışın -20°C ’nin altına düşen soğuklar görülebilir. Uşak ilinde doğal bitki örtüsü bozkır (step) görünümündedir; fundalıklar geniş alanlar kaplar. Dağlık alanlarda meşe, kızıl çam, kara çam ve ardıçlardan oluşan ormanlara rastlanır.

Tarih

Yerleşim tarihi Tunç Çağı’nın ilk dönemine kadar uzanan Uşak yöresi, İÖ 13. yüzyılda Assuvalılar’ın yaşadığı topraklar arasında yer alıyordu. Bazı küçük krallıklar halinde yaşayan Assuvalılar, Hititler’in yayılmacılığı karşısında birleşerek onlarla savaştılar. Hititler’in üstünlüğüne karşın Assuvalılar gene de bağımsızlıklarını korumayı başardılar. Assuvalılar kültürlerini uzun süre koruyamadı ve daha sonra yöreyi ele geçiren Frigler’le kaynaştı. Kimmer istilasından sonra Lidyalılar’ın, Persler’in ve Makedonyalılar’ın egemenliği altında kalan bu topraklar İÖ 3. yüzyılda Bergama Krallığı’na bağlandı. Roma ve Bizans dönemlerini oldukça sakin bir biçimde geçiren Uşak yöresine 11. yüzyılda Türkmenler gelmeye başladı. Bir süre Haçlılar’ın eline geçen yöre, 13. yüzyılın ilk yarısına kadar BizanslIlar ile Anadolu Selçukluları arasında el değiştirdi. Eskiden Malatya yöresinde yaşayan Germiyan aşireti bu sırada Uşak’a gelerek yerleşti. Giderek güçlenen Germiyanoğulları, 14. yüzyılın başında bağımsızlıklarını ilan ederek bölgenin önemli bir bölümünü egemenlikleri altına aldılar.

    1390’da Osmanlılar’ın ele geçirdiği Uşak yöresi, Ankara Savaşı’nı (1402) kazanan Timur tarafından gene Germiyanoğulları’na verildi. Yöre 1429’da kesin olarak Osmanlı topraklarına katıldı. Celali Ayaklanmalarından etkilenen Uşak yöresi, 19. yüzyılda Kütahya sancağının bir kazasıydı. Daha sonra Balkanlar’dan gelen göçmenlerden bir bölümünün yerleştirildiği Uşak yöresi, Kurtuluş Savaşı sırasında önemli olaylara ve çarpışmalara sahne oldu. Bu çarpışmaların geçtiği il toprakları, Kurtuluş Savaşı’na ait anı ve anıtların korunması amacıyla 1981’de kurulan Başkomutan Tarihi Milli Parkı’nın kuzeybatı bölümünün sınırlan içindedir. Uşak yöresi Kurtuluş Savaşı sırasında 1920’den 1922’ye kadar Yunan işgali altında kaldı. Cumhuriyetten sonra da uzun bir süre Kütahya’nın bir ilçesi olarak yönetilen Uşak yöresi 1953’te il oldu.

Ekonomi

Uşak ilinde ekonomi daha çok tarıma dayalıdır. Yetiştirilen başlıca bitkisel ürünler buğday, arpa, şekerpancarı ile çeşitli sebzeler ve meyvelerdir. Az miktarda susam, anason ve haşhaş gibi bitkiler de yetiştirilen ilin özellikle kırsal kesiminde hayvancılık önemli bir gelir kaynağıdır. En çok koyun ve kıl keçisi yetiştirilen ilde elde edilen başlıca hayvansal ürün deridir.

    Sanayisi oldukça çeşitlenmiş olan Uşak ilinde canlı bir küçük sanayi etkinliği göze çarpar. İlde çok sayıda deri atölyesi, pamuklu dokuma ve halı tezgâhı vardır. Sanayisi genellikle tarıma dayalı olan ildeki en büyük kuruluşlardan biri Uşak Şeker Fabrikası’dır. Daha sonra Şeker soyadını alan Mollazade Nuri Bey 1906-07’de Viyana’dan Uşak’a şekerpancarı tohumu getirtti. Ürettiği şekerpancarım rendeleyip kaynatarak elde ettiği pekmezi tahinle karıştırarak yaptığı helvayı köylülere satan Nuri Bey, bir şeker fabrikası kurulması amacıyla öteki girişimci Uşaklılar’a önderlik etti. Temelinin daha önce atılmasına karşın Alpullu Şeker Fabrikası’ndan üç hafta sonra, 17 Aralık 1926’da işletmeye açılan Uşak Şeker Fabrikası Türkiye’nin ikinci şeker üretim kuruluşudur. Uşak ilinde yer alan öteki sanayi tesisleri pamuk ipliği, sentetik iplik, yün ipliği, battaniye, kilim, halı, un, mısır unu ve nişastası, glikoz, şeker, yem, metal eşya, tuğla ve kiremit fabrikalarıdır. Uşak ilinin başlıca yeraltı zenginlikleri cıva, manganez, uranyum ve zımpara taşı yatakları ile şifalı madensuyu kaynaklarıdır. Uşak ulaşım açısından önemli konumdaki illerimizdendir. İzmir’i Ankara’ya bağlayan en işlek kara ve demiryolları il topraklarından geçer.

Toplum ve Kültür

Eski bir yerleşim alanı olan Uşak’a 11. yüzyıl sonlarında gelmeye başlayan Türkmen aşiretleri 13. yüzyıl sonlarına kadar çeşitli baskılar altında yaşadı. Haçlı Seferleri’nden sonra bir yandan Bizans İmparatorluğu’nun bu toprakları yeniden yönetimi altına almak için düzenlediği saldırılar, öte yandan Moğollar’ın Anadolu Selçukluları’nı denetim altında tutma amacıyla uyguladığı baskılar bu aşiretleri olumsuz biçimde etkiledi. 14. yüzyılla birlikte başlayan Germiyanoğulları döneminde Türkmen kültürünün yaygınlaştığı Uşak kenti, 16. yüzyılda halılarıyla ünlü bir dokumacılık merkeziydi. Afşar, Kaçar, Kınık, Karakeçili, Kızılkeçili ve Tekeli adıyla bilinen Türkmen aşiretlerinin, yerleştikleri Uşak yöresinde geleneksel el sanatı olarak sürdürdükleri dokumacılık daha sonra önemli bir gelir kaynağı haline geldi. Eskiden kırmızı, siyah, beyaz ve koyu mavi renklerle bağımsız geometrik desenler görülen Uşak halılarında 16. yüzyılda stilize insan, hayvan ve bitki motiflerini birbirine bağlayan birleşik desenler kullanılmaya başlandı. Bu yüzyıl sonlarına doğru madalyon ve yıldız motifi kullanılması yaygınlaştı. Bu sırada halılar büyük boyutta dokunmaya başlandı. Beyaz zeminli halı dokumacılığı 17. yüzyılda gelişti. Bu halıların başlıca güzel örnekleri Berlin ve New York’taki bazı müzeler ile İstanbul’daki Türk-İslam Eserleri Müzesi’nde sergilenmektedir. 17. yüzyılda Avrupa’da yaygınlaşan ve bazı ressamların tablolarına konu olan Uşak halılarının niteliği, 18. yüzyılda dokumacılıkta makineleşmenin yaygınlaşması sonucunda geriledi. 19. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin önemli dışsatım malları arasında yer alan bu halıların üretildiği Uşak, canlı bir dokumacılık ve ticaret merkeziydi. Halıcılığın gelişmesine bağlı olarak İzmir ile Uşak arasında yoğun bir ticaret ilişkisi vardı. 1906’ya ait resmi devlet kayıtlarına göre 1.532 hah tezgâhı ile 300 boyahanede 6.928 kadın ve erkek işçi çalışıyordu. Başlıca Uşak halısı çeşitleri “Acem örneği” , “Çerkeş örneği”, “Kula örneği” , “Kürt örneği”, “yaprak halı”, “barhana” ve “sarp kilit”tir.

    Hah dokumacılığında gerilemelerin olduğu 17. ve 18. yüzyıllarda kilim dokumacılığının gelişmiş olduğu görülür. Eskiden Türkmenler tarafından dokunan bu kilimlerin başlıca çeşitleri “delik kilim”, “kız kilimi” ve “sandık örtüsü”dür.

    Uşak yöresine özgü geleneksel el sanatlarından biri de dericiliktir. Halıcılık gibi dericilik de günümüzde yaygınlığını koruyan başlıca uğraşlardandır. Geleneksel yaşamlarını sürdüren Uşak’ın yerli halkı “Yörük” olarak adlandırılır.

İl Merkezi: Uşak

Bilinen en eski adı Temenothyrai olan kentin Frigler tarafından kurulduğu sanılmaktadır. Yöreye yerleşmelerinden sonra kent, Türkmenler tarafından “âşıklar” anlamında Uşşak olarak adlandırıldı. Daha sonra Germiyanoğulları fonem inde gerçekleştirilen bayındırlık çalışmaları sonucunda önem kazanan ve adı giderek Uşak’a dönüşen kent 16. yüzyılda tanınmış bir halıcılık merkeziydi. Bu sırada Osmanlı Devleti’nin çeşitli bölgelerinde yapılan saray ve camilerin tabanlarını kaplamak için Uşak’ta halılar dokundu. Bu özelliğini yüzyıllar boyunca koruyan kentte dokumacılık makineleşmeye başladı. 1894’te bir yangından büyük ölçüde zarar gören kent, 1896’da demiryoluyla İzmir’e bağlandı. Dışarıya sattığı halılarını eskiden Çivril üzerinden İzmir’e gönderen Uşak, böylece doğrudan ulaşım olanağına kavuştu. 20. yüzyıl başlarında Uşak ülkenin önemli merkezlerindendi. Bu yıllarda elektrikten yararlanan ender Anadolu kentlerinden biri olan Uşak’ta iplik fabrikaları kuruldu. Bu fabrikaları kuranlar, halı ticaretiyle uğraşan Uşaklı Müslüman tüccarlardı. O sırada öteki merkezlerde kurulan buna benzer fabrikalara yatırım yapanlar genellikle yabancılar ve azınlıklardı. Kurtuluş Savaşı sırasında kısa bir süre ulusal güçlerden bir bölümünün karargâhı olarak kullanılan Uşak, iki yıl Yunan ordusunun işgali altında kaldı. İşgalden kurtulduğunda büyük bölümü yanmış ve yıkılmış durumda olan kent bir süre kendisini toparlayamadı. Şeker fabrikasının kuruluşu bile beklenen sonucu vermedi. 1953’te il merkezi olmasının ardından bazı yatırımların yöreye yönelmesi kentin gelişiminde etkili oldu.

    Dokuzsele Deresi vadisinde kurulmuş olan kentin çevresi kıraç dağlık alanlarla çevrilidir. E-23 Karayolu ile İzmir-Afyonkarahisar Demiryolu kentten geçer. Kent, en eski bölümünü oluşturan Aybey mahallesinin yer aldığı kuzey kesimde gelişme göstermektedir. Kenarındaki binalarda önemli işyerleri bulunan kentin ana caddesi bu kesimdedir. Kentte yer alan başlıca eğitim ve kültür kurumu Ege Üniversitesine bağlı Uşak Meslek Yüksekokulu’dur.

Uşak İline İlişkin Bilgiler

Yüzölçümü: 5.341 km2.

Nüfus: 290.247 (1990 geçici sonuç).

İl Trafik No: 64.

İlçeler: Uşak (merkez), Banaz, Eşme, Karahallı, Sivaslı, Ulubey.

İlgi Çekici Yerler: Başkomutan Tarihi Milli Parkı; Çevreköy-Akse ve Evrendede orman içi dinlenme yerleri; Blaundos ve Sebaste ilkçağ kent kalıntıları; Aziz Manas, Ballıkaya ve Delikkaya kiliseleri; Uşak Ulucamisi, Burmalıcami ve Çakaloz Camisi; Ali Ağa, Cimcim ve Cankış çeşmeleri; Cılandras, Beylerhan, Halıpazarı köprüleri ve Çanlıköprü; Şeyh Hacı Kemal Türbesi; Uşak Arkeoloji Müzesi, Uşak Atatürk ve Etnografya Müzesi.

Uşak Resimleri