Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Yazım Kuralları

  • Okunma : 353

Yazının bulunuşundan sonra sözler ya da sözlü anlatım yazıya geçirilmeye başlanmıştır. Hemen her toplumun bir yazı sistemi (alfabesi) vardır. Gene her ulus, kendi dilinin yapısı gereği çeşitli uluslarca ortak olarak kullanılan alfabelere bazı harfler, işaretler katmıştır. Sözgelimi İranlılar Arap alfabesine çim, pe, je gibi yeni harfler eklemişlerdir. Türkçe’de de Latin alfabesindeki bazı harfler (q , x, w gibi) alınmamış, buna karşılık bazı yeni harfler (ı, ş gibi) türetilmiştir.

    Alfabelerin yaygın kullanım kazanmasından sonra konuşmanın, sözcüklerin hangi kurallara göre yazılacağı, ne gibi noktalama işaretleri kullanılacağı sorunu gündeme gelmiştir. Dil bilimciler dilin genel kullanımını ve yapısını göz. önünde bulundurarak dilde var olan kuralları ortaya çıkarmaya, yazma işini bazı ilkelere oturtmaya çalışmışlardır. Bundan da anlaşılacağı gibi yazım “bir dili belli kurallara göre yazma, o dildeki sözcükleri yazıda gösterme” anlamına gelmektedir.

Yazım Kuralları

Ses Uyumu. Türkçe’nin en önemli özelliği ses uyumunda görülmektedir. Türkçe’de bir sözcüğün ilk hecesinde kalın bir ünlü varsa, öbür hecelerinde de kalın bir ünlü; ilk hecesinde ince bir ünlü varsa, sonraki hecelerinde de ince ünlüler bulunmak zorundadır (ayaklarının /a, ı/; gözlerinden /ö, e, i/ gibi) ya da Türkçe sözcüklerde ilk hecedeki ünlü düzse, sonraki hecelerdeki ünlüler de düz; ilk hecedeki ünlü yuvarlaksa, sonraki hecelerin ünlüleri de dar ve yuvarlak ya da düz ve geniş olur (algı /a, ı düz/, oyun /o, u yuvarlak/, sulak /u yuvarlak, a düz geniş/ gibi). Ayrıca, Türkçe’de ikinci ve sonraki hecelerde yuvarlak geniş ünlüler (o, ö) bulunmaz, bu ünlüleri taşıyan sözcüklerin yabancı kökenli olduğu anlaşılır (doktor, balkon, kondüktör, nankör gibi).

    Türkçe sözcüklerin sonunda b, c, d, g gibi yumuşak ünsüzler bulunmaz; bunların yerine ç, f, h, k, p, s, ş, t gibi sert ünsüzler bulunur: Kab/kap, ac/aç, tad/tat, dag/dağ gibi. Türkçe’ deki yabancı sözcükler de bu kurala uydurulmuştur: Kitab/kitap, ahd/ahit, ilac/ilaç, derd/dert, etüd/etüt, metod/metot gibi. Gerek Türkçe, gerek yabancı kökenli bu tür sözcükler ünlü ile başlayan bir ek aldığı zaman sert ünlüler yumuşar: Ağaç!ağacı, dert/derdi, metot/metoda, kitap/kitabı gibi. Bununla birlikte, gene Türkçe ve yabancı kökenli bu tür sözcüklerin bir bölümü ünlü ile başlayan bir ek aldıklarında yumuşamaz: At/atı, ak/akı, kaç/ kaça, cumhuriyet/cumhuriyeti, hürriyet/hürriyete gibi.

    Türkçe’de ünsüz uyumu da vardır: Sonunda ç, f, h, k, p, s, ş, t ünsüzlerinden biri olan sözcüğe, yumuşak ünsüzlerden biriyle başlayan ek getirildiğinde, sözcükle ek arasında ünsüz uyumu gözetilir: Gelmiş-dir/gelmiştir, seç-gin/seçkin, kat-gı/kat-kı, kap-dan/kap-tan, aşcı/aşçı gibi.

    Eklerin Yazımı. Türkçe’deki ekler de ünlü uyumuna bağlıdır, yani ekler de sözcüklerin ünlülerine kalınlık-incelik ve düzlük-yuvarlaklık bakımlarından uyar: At-lar, incelik (kalınlık-incelik); boz-gun, oyun-cu, üzül-mek (düzlük-yuvarlaklık) gibi. Özellikle ünlü uyumu dışında kalan yabancı sözcüklerde, eklerin ünlüsü, sözcüğün son hecesindeki ünlüye uyar: İstasyonda, büroyu, iskarpeladan, küfürbazlık gibi.

    Bu arada bazı ekler tekbiçimlidir, bu nedenle ses uyumu dışında kalır: -ken (bakarken), -ki (sabah-ki), -mtırak (mavi-mtırak), -leyin (akşam-leyin) gibi. Bunlara şimdiki zaman ekini de eklemeliyiz. Türkçe’de şimdiki zaman eki -yor ses uyumuna uymaz: Bekli-yor-uz, dinli-yor-lar, kaçı-yor-uz, yazı-yor-sun gibi.

    Ekeylemlerin (i-mek eylemi/çekimi: idi, imiş, ise) yazımı karışıktır: Bazıları bunları sözcükten ayrı yazar; bu durumda ekeylem ayrı bir sözcük olduğu için olduğu gibi yazılır: Güzel imiş; doğru idi; kalacak ise gibi. Ama bunlann genellikle sözcüğe bitişik yazıldığı gözlenmektedir; bu durumda da sözcüğe -di, -miş, -se biçimlerinde bağlanır ve sözcüğün ses uyumuna uyar: Var idi/var-dı, geliyor imiş/geliyor-muş, anlayacak ise/anlayacak-sa gibi.

    Türkçe’de soru eki “mi”dir; bağlandığı sözcükten ayrı yazılır ve bu sözcüğün ses uyumuna uyar: Hava güzel mi? Kitabın var mı? Balıkların öldü mü?

    Ünlü ile başlayan -e, -en, -ecek, -i, -iş gibi ekler, ünlü ile biten bir ad ya da eylem (fiil) kök ve gövdesine bağlanırken, araya bir y ünsüzü girer: Anne-y-e, başla-y-an, dinley-ecek, baba-y-ı, başla-y-ış gibi. Ama, ünlü ile biten bazı eylemlerde ünlü ile başlayan ekler eylemin ünlüsünü de değiştirir: De-mek/di-y-erek, ye-mek/yi-y-ip gibi. Bu değişme ünsüzle başlayan eklerin bağlanmasında da görülmektedir: De-mek/di-yor, ye-m ek/yi-yor gibi.

“İle” Sözcüğünün Ek Olarak Yazımı

“İle” sözcüğü ünsüzle biten sözcüklere eklendiği zaman başındaki i ünlüsünü yitirir ve sözcüğün ünlü uyumuna uygun biçime girer: Kuş+ ile/kuşla, çocuk+ ile/çocukla, kömür+ile/kömürle gibi. Ünlüyle biten sözcüklere getirildiği zaman da başındaki i ünlüsü y’ye dönüşür: Acı + ile/acıyla, büyü + ile/büyüyle, arkadaşı + ile/arkadaşıyla, kardeşi+ iletkardeşiyle gibi.

“De” Bağlacının Yazımı

“De” bağlacı kendisinden önce gelen sözcükten ayrı yazılır ve kalınlık incelik yönünden önceki sözcüğün son ünlüsüne bağımlıdır: Bugün de yağmur yağacak. Arkadaşın da gelecek mi? Bazı yazılarda önceki sözcüğün sonundaki sert ünsüze bağlı olarak de bağlacının te/ta biçiminde de yazıldığı görülmektedir, ama bu yazım yanlıştır; Ahmet te bizim le gelecek yerine Ahmet de bizim le gelecek biçiminde olmalıdır.

“Ki” Bağlacının Yazımı

Başlıbaşına bir sözcük olan ki bağlacı, kendinden önceki sözcüğe birleştirilmez, ayrı yazılır. Sen bana dedin ki..., Hava o kadar yağışlı ki..., Diyorlar ki... gibi. Ama bu bağlaç halbuki, mademki, oysaki, öyleki, sanki gibi örneklerde kalıplaştığı için önceki sözcükle birlikte yazılmaktadır.

Yabancı Sözcüklerin Yazımı

Türkçe’de kullanılan yabancı sözcüklerin Türkçe okunuşuyla yazılması kurallaşmıştır: Kitab/kitap, pençşenbe/perşembe, oxygen/ oksijen, democratie/demokrasi gibi. İki ünsüzle başlayan ya da iki ünsüzle biten sözcükler, aralarına ünlü eklenmeden yazılır: Blucin, ram, plan, spor, film, romantizm, teyp gibi. Yabancı sözcüklerin iç ve son seslerindeki g’ler olduğu gibi yazılır: Biyografi, telgraf, program , biyolog, jeolog, Türkolog gibi. Ama coğrafya, fotoğraf gibi birkaç örnekte g ’lerin ğ olarak yazılması yaygınlaşmıştır. Bazı yabancı sözcüklerde görülen iki ünlü arasına genellikle v ya da y konur: Konservatuvar, tuvalet, laboratuvar, biyoloji, diyaliz, diyalog gibi. Ama bazı yabancı sözcüklerde bu tür iki ünlü arasına herhangi bir harf eklenmez: Realizm, teoloji, feodal, ideal gibi.

Sayıların Yazımı

Günlük dilde, sayılar genellikle yazıyla yazılır: Bir, iki, üç, elli, yüz, bin, milyon gibi. Çok rakamlı sayıların yazılışında ilke, her bir sayının ayrı ayrı yazılmasıdır: Bin dokuz yüz doksan bir, üç milyon sekiz yüz yirmi bin dört yüz altmış üç gibi. Ama bilimsel yazılarda, kitaplarda, ticarette, bankacılıkta sayılar rakamla yazılır: 1, 2, 3, 10, 100, 1.000 gibi. Çok rakamlı sayıların yazımında farklı sistemler kullanılır: Ya basamaklar arasına nokta konur ya da basamaklar arasında küçük bir boşluk bırakılır: 10.250, 1.000.000 ya da 120 450, 10 000 000 gibi. Rakamla yazılmış bir sayıya ek getirildiğinde kesme işareti kullanılır: 27 Mayıs 1960’ta doğdu. Babası dün 10.30’da eve döndü gibi.

Tarihlerin Yazımı

Özel bir önem taşımayan gün ve ay isimleri küçük harfle yazılır: Geçen hafta salı günü deprem oldu. Her haziranda tatile çıkar gibi. Özel önem taşıyan tarihlerin yazımı çeşitlilik gösterir.

Gökcisimlerinin İsimlerinin Yazımı

Astronomi ve coğrafya ile ilgili konuların anlatılması sırasında gökcisimlerinin isimleri büyük harfle başlar: Dünya Güneş'in çevresinde döner. Dünyanın uydusu Ay’dır gibi. Günlük dilde dünya, güneş, ay gibi gökcisim­lerinin isimleri genellikle küçük harfle yazılır: Odam öğleden sonra güneş görüyor. Her yıl arkadaşlarıyla dünya gezisine çıkar.

Kısaltmaların Yazımı

Bir ya da daha çok sözcüklü deyişler değişik biçimlerde kısaltılır. 

A) Tek sözcüklerin kısaltması ya ilk harfiyle ya ilk ve sonraki harflerinden biriyle ya da ilk üç harfiyle gösterilir: Metre: m; santimetre: cm ya da sm; kilogram: kg; bakınız: B, Bk, Bkz, Bak.; cadde: Cad.; İstanbul: İst.; fizik: Fiz. gibi. Tek harfli kısaltmalardan sonra genellikle nokta konmaz, iki ya da üç harfli kısaltmalardan sonra nokta kullanılmaktadır. 

B) Bazı kurum ve kuruluş isimlerinin kısaltması her sözcüğün ilk harfleri alınarak oluşturulur: Türkiye Büyük Millet Meclisi: TBMM; Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu: TRT; İstanbul Üniversitesi: İÜ gibi. Bazı kurum isimleri kısaltmalarında hecelerin kullanıldığı da olmaktadır: Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu: TÜRK-İŞ; Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu: TÜBİTAK; Askeri Elektronik Sanayii: ASELSAN ; Ordu Yardımlaşma Kurumu: OYAK gibi. Yalnızca harflerden oluşan yalın kısaltmalara ek getirildiğinde, harfler tek tek okunarak ekin ünlüsü belirlenir: TRT 'ye, TBM M 'ye, kg'ye gibi. Sözcük yapısını anımsatan kısaltmalarda ise heceleyerek okuma ilkesi benimsenmiş, ek de buna uyarlanmıştır: TÜBİTAK'ta, TÜRK-İŞ'i gibi.

İkilemelerin Yazımı

Hangi yapıda olursa olsun ikilemelerin hemen tümü her zaman ayrı yazılır: Ağlaya ağlaya; çabuk çabuk; fısıl fısıl; çoluk çocuk; ufak tefek; irili ufaklı; iyi kötü; er geç gibi. Ama, kalıplaşarak yeni bir kavramı karşılar duruma gelen bazı ikilemeler bitişik yazılır: Dırdır (bıktırıcı söz), fısfıs (sıvıları püskürten araç) gibi.

Deyimlerin ve Atasözlerin Yazımı

Deyimler genellikle ayrı yazılır: Aba altından değnek göstermek; ateş püskürmek; beti benzi atmak; çayı görmeden paçaları sıvamak; gönlünden geçirmek; pabuç pahalı gibi. Ama bazı deyimlerin yazımı zamanla değişmiş ve bitişik yazılır duruma gelmiştir: Delikanlı, kabadayı, çıtkırıldım, delidolu gibi. Atasözleri ise her zaman ayrı yazılır: Ak akçe kara gün içindir. Gülü seven dikenine katlanır.

Bileşik Sözcüklerin Yazımı

Bileşik sözcükler iki ya da daha çok sözcükten kurulmuşlardır. Bileşik sözcüklerin bir bölümü bitişik, bir bölümü de ayrı yazılır. Hemen bütün dillerde bileşik sözcüklerin yazımı sorunludur. Türkçe’de de yazımla ilgili olarak en çok tartışılan konulardan biri de hangi bileşik sözcüklerin bitişik, hangilerinin ayrı yazılacağıdır. Bununla birlikte uzlaşılan noktalar şunlardır: 

A) Anlam kayması yoluyla oluşan, oluşturulan bileşik sözcükler bitişik yazılır: Danaburnu, ayşekadın, karafatma, vezirparmağı, aslanağzı, vişneçürüğü, camgöbeği gibi.

B) Ses değişimine uğramış bileşik sözcükler de bitişik yazılır: Ne+için / niçin; cuma+ertesi / cumartesi; kayın+ata / kaynata, kahve+altı / kahvaltı gibi.

C) Sözcük türü değişmesiyle oluşan bileşik sözcükler de bitişik yazılır: Al+ b en i / albeni; kaptı + kaçtı / kaptıkaçtı; dedi+ kodu /dedikodu; ateş+kes / ateşkes; gelişi+güzel / gelişigüzel; miras+yedi / mirasyedi gibi.

    İki ya da daha çok sözcükten oluşan coğrafi isimler bitişik yazılır: Eskişehir, Gaziantep, Kahramanmaraş, Kocamustafapaşa, Akdeniz, Karadeniz, Kızılırmak, Büyükmenderes, Büyükada, Sarayburnu gibi.

    İsim soylu bir sözcükle etmek, eylemek, olmak gibi yardımcı eylemlerin yazılışında da birtakım kurallar saptanmıştır: 

A) İsim soylu sözcükte yardımcı sesle birleşme sırasında yeni bir ses doğarsa (bu ses genellikle sözcüğün yapısında yer alıyordur), bu tür bileşik sözcükler bitişik yazılır: Af+ etm ek / affetmek; hal+etm ek / halletmek; zan+etm ek / zannetmek; his+etm ek / hissetmek gibi. 

B) İsim soylu sözcüğün ikinci hecesindeki ünlü, bileşme sırasında düşerse, bu tür bileşik sözcükler de bitişik yazılır: Akis+ etmek / aksetmek; nakil+olmak / naklolmak gibi.

C) İki eylemden kurulan ve aralarına bağ fiil (-a, -e) alan bileşik eylemler de bitişik yazılır: Gel-e+ bilmek / gelebilmek; öl-e+yazmak / öleyazmak; git-e+durmak / gidedurmak; bak-a+kalmak / bakakalmak gibi.

Satır Sonlarında Hecelerin Bölünmesi

Satır sonlarına sığmayan sözcükler hecenin bittiği yerden bölünür, kısa çizgi konarak hecenin devamı alt satıra yazılır. Özel isimlerin hece bölünmesi de buna uyar. Ama özel ismin ek alması durumunda bazen hece yapısı değiştiğinden, hecenin bittiği yer değil de, özel ismin tümü gözetilir. Örneğin: Atatürk’ün sözcüğü Atatür-k’ün değil, Atatürk’-ün biçiminde bölünür.

Büyük Harflerin Kullanılışı

Türkçe’de büyük harflerin kullanıldığı yerler çeşitlidir:

A) Tümcelerin ilk sözcüğüne büyük harfle başlanır: “Ansiklopedi ve sözlük her öğrenciye gerekli kaynaklardır.”

B) Bütün özel isimler (kişi isimleri; ulus, devlet, ülke isimleri; kent, köy, mahalle, sokak isimleri; coğrafi isimler; kurum ve kuruluş isimleri, dil isimleri...) büyük harfle başlar: Emre, Turgut, Kemal, Sevgi, Betül, Yasemin; Bilgioğlu, Sokullu, Yazgan-, Türk, Alman, İngiliz, İtalyan, Türkiye, İtalya, Romanya, Macaristan, Afrika, Kızılırmak, Paris, Türkçe, İngilizce, Almanca, Rusça, Japonca, İslamlık, Hıristiyanlık, Musevilik, Budizm gibi. (Ama bazı yayınlarda dil, ulus, din adları küçük harfle başlatılmaktadır: türkçe kitap, rusça şarkı, almanlar, osmanlılar, Hıristiyanlık gibi.)

C) Kişi, ulus, din vb isimlerinden türemiş sözcükler de büyük harfle başlar: Atatürkçülük, Araplaşmak, İslamcılar gibi. (Bu kurala da bütünüyle uyulmamaktadır.)

D) Özel isimlerden önce ya da sonra kullanılan saygı sözcükleri, unvanlar, meslek adları da büyük harfle başlar: Ahmet Bey, Mustafa Efendi, Rüştü Paşa, Bay Muhittin, Bayan Fatma, Mimar Sinan, Profesör Kemal, Nasreddin Hoca, Kösem Sultan gibi.

E) Kitap, kitap bölümleri, gazete ve dergilerdeki yazı, haber vb’nin başlıklarının her sözcüğü büyük harfle başlatılır: Yaban (Y. K. Karaosmanoğlu), Türkçe Sözlük, Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi (Memet Fuat) gibi. (Ama bazı yayınlarda ikinci ve sonraki sözcüklerin küçük harflerle yazıldığı da görülmektedir.)

F) Mektuplarda ve konuşma metinlerinde seslenme sözcükleri, mektup, paket vb üzerine yazılan her sözcük büyük harfle başlatılır: Sevgili Anneciğim, Değerli Büyüklerim, Sayın Prof. Dr. Ali Yavaş gibi.