Tapınak
Tapınak, insanların dinsel inançlarına göre Tanrı’ya ya da tanrılara karşı görevlerini yerine getirmek amacıyla yaptıkları kutsal yapılara denir. Bu türden yapılara Hıristiyanlık’ta kilise, İslam’da mescit ya da cami, Musevilik’te ise sinagog ya da havra adı verilir.
Eski uygarlıklarda tapınaklar çoğunlukla bir tepenin üzerine, dağların doruklarına ya da yamaçlara yapılırdı.
İÖ 2000’lerde Mezopotamya’da (bugün Irak’ın bir bölümü) tuğladan, çok katlı, genellikle piramit biçiminde, ziggurat adı verilen tapınaklar yapılmıştı. Tanrıların barınağı sayılan bu tapınaklar yaklaşık 21 metre yükseklikteydi. Tepesine dışından bir merdivenle çıkılırdı. Krallar önemli olaylarda tanrıya danışmak için tapınağın tepesine kadar tırmanırdı. Sümerler’de her kentin, kent merkezinde yer alan ayrı bir tapınağı vardı. Tapınak yapmak Sümer kralları için bir övünç kaynağıydı. Eski kabartmalarda Sümer kralları ellerinde yapı gereçleriyle görülmektedir. Sümerler’in inanışına göre tanrılar insanları kendilerine evler (tapınaklar) yapması için yaratmıştı. Ur kentinde İÖ 2000’lerden kalma bir Sümer tapınağı Ay tanrısı ve karısı için yapılmıştı. Babilliler ise tanrıları için, sarmal merdivenlerle tepesine ulaşılan yedi katlı kuleler yaptılar.
Eski Mısırlılar da tanrıları ve firavunları için tapınaklar yapmışlardı. Bilinen en ünlü Mısır tapınaklarından biri Teb kenti yakınlarında, Karnak’taki Amon Tapınağı’dır. Bu tapınağa çeşitli zamanlarda hüküm süren firavunların buyruğuyla çeşitli bölümler eklenmiş ve büyütülmüştür. İÖ 1304-1237 arasında hüküm süren II. Ramses döneminde bu tapınağa büyük bir salon eklenmişti. Teb kentinin yaklaşık 500 km güneyindeki Abu Simbel’de kayaya oyulmuş iki tapınak da aynı dönem de yapılmıştı. Ölüm den sonra yaşam olduğuna inanan Eski Mısırlılar için firavunların mezarı olan piramitler de tapınaklar kadar kutsal sayılırdı.
Yahudiler’in bilinen en eski tapınağı İÖ 957’de Hz. Süleyman’ın yaptırdığı Süleyman Tapınağı’dır. Kudüs yakınlarındaki tepelik bir bölgede yer aldığı için Kudüs Tapınağı olarak da bilinen bu tapınağın yapımında Sur Kralı Hiram’ın yolladığı çam ve sedir ağacı kerestesi kullanıldı. Kullanılacak kaya ve taş parçaları önceden kesilmiş, yontulmuş ve biçimlendirilmiş olduğu için yapım sırasında çekiç sesi duyulmadığı söylenir. Hz. Musa’nın Tanrı’nın buyruğu olarak Yahudiler’e ilettiği On Emir’de, Tanrı’nın tek olduğu ve puta tapmanın yasak olduğu yazılıdır. Bu yüzden Yahudi tapınaklarında yani sinagoglarda Tanrı’yı simgeleyen herhangi bir heykel ya da puta rastlanmaz. On Emir’in yazılı olduğu taş tabletler başlangıçta Süleyman Tapınağı’nda, Ahit Sandığı denilen, üzeri altın kaplama bir sandık içinde duruyordu. İÖ 586’da Babil İmparatoru II. Nabukadnezar Kudüs’ü yerle bir ederek Süleyman Tapınağı'ndaki hâzinelere el koydu. İÖ 515’te, Babil Sürgünü’nden dönen Yahudiler aynı yerde, en az eskisi kadar görkemli yeni bir tapınak yaptılar. İS 70’te Kudüs’e saldıran Roma İmparatoru Titus tapınağı yeniden yerle bir etti. Tapınak sonradan, Romalılar adına Filistin’i yöneten Büyük Herodes döneminde yeniden onarıldı. Bugün Ağlama Duvarı olarak bilinen dev bloklar bu tapınağın kalıntılarıdır.
Eski Yunan tapınakları, görkemli mimarlık yapıtları olmanın yanı sıra, heykel ve kabartma türünden süsleyici öğeleriyle de tarihteki tapınaklar içinde ayrı bir yere sahiptir. Yunan tanrıları adına yapılan bu tapınakların kalıntılarına Yunanistan’dan başka İtalya’da, Sicilya’da ve Batı Anadolu’da rastlanır.
Eski Yunanlılar tapınaklarının çevreye uymasına özen gösterir, yapı gereci olarak genellikle mermer, bazen de değişik taşlar kullanırlardı. Atina’da kentin koruyucu tanrıçası Athena’ya adanmış Parthenon Tapınağı kente egemen konum daki yüksek bir tepenin üzerindedir. Beyaz mermer sütunlarla çevrili olan tapınak eşsiz güzellikte heykellerle bezenmiştir. Perikles tarafından tapınağın yapım çalışmalarını denetlemekle görevlendirilen heykeltıraş Pheidias’ın altın ve fildişinden yapmış olduğu tanrıça Athena’nın heykeli sonradan kaybolmuştur.
Eski Yunanlılar’dan kalma bir başka ünlü tapınak da Efes’teki Artemis Tapınağı’dır. Sütunlarının yüksekliği 18 metrenin üzerinde olan bu tapınak bugün Dünyanın Yedi Harikasından biri sayılmaktadı.
Budacılık, Caynacılık ve Hindu dinlerinin yaygın olduğu Hindistan’da ve Güneydoğu Asya ülkelerinde tapınaklar dev boyutlu heykeller, kabartmalar ve yüzey bezemeleriyle süslenmiştir. Hindistan'da Ellora Mağaraları olarak anılan tapınaklar dizisi Budacılar, Hindular ve Caynacılar tarafından kayalık tepelere oyulmuştur. Evrengâbad kentinin kuzeybatısında, Ellora köyü yakınlarındaki bu tapınakların en önemlisi, 8. yüzyıldan kalma, 50 metre uzunluğunda ve 30 metre yüksekliğindeki Kailasanatha Tapınağı’dır. Tapınakta Hindu tanrılarının ve mitoloji kahramanlarının, canlılığıyla dikkati çeken heykelleri vardır. Bombay’ın batısında, Elephanta Adası’ndaki 8. ve 9. yüzyıldan kalma mağara tapınaklarından birindeyse 6 metre yüksekliğinde, yok edici, koruyucu ve yaratıcı Hindu tanrılarının üç başlı bir büstü bulunm aktadır.
Birmanya’nın başkenti Rangun’daki Shve Dagon Tapınağı bir tepe üzerine kuruludur. Temelinde Buda’nın birkaç tel saçının bulunduğu öne sürülen bu tapınak altın yaldızlı görkemli kubbesiyle çok etkileyicidir. Kampuçya’da Angkor Vat ve Angkor Thom tapınak kentlerindeki tapınaklar ve Tayland'ın başkenti Bangkok’taki Vat Phra Kaeo adlı tapınak zarif oymalarıyla dikkati çeker. Genellikle Hint mimarlığının egemen olduğu bu tapınaklar, merkezde çan biçimli bir kubbe ve kat kat alçalarak kubbenin çevresini saran teras biçimli yapılardan oluşur. Geniş alanlar üzerine yayılan bu tapınakların dış cephesi ve iç bölümleri çok ince oymalarla ve kabartmalarla bezenmiştir.
Budacılık, Taoculuk ve Şinto dinlerinin egemen olduğu Çin ve Japonya’daki tapınaklar Güneydoğu Asya mimarlığından oldukça farklıdır. Çin’deki Budacı tapınaklar kenarları yukarı doğru bükümlü çatılarla çevrelenmiş teraslardan oluşur. Genellikle ağaç ayaklar üzerine oturtulmuş bu ahşap tapınakların bir başka özelliği de çevreyle son derece uyumlu oluşlarıdır. Bunlarda genellikle geniş bir giriş bölümü vardır. Tavanları ve duvarları ince oyma desenlerle bezenmiştir. Japonya’daki Şinto tapınakları daha sadedir. Eskiden saz ve samandan yapılan çatılar günümüzde sedir ağacıyla kaplanmaktadır. Japonya’da Buda için yapılan tapınaklarda daha çok Çin mimarlığının etkisi egemendir.
Orta ve Güney Amerika’daki Aztek, İnka ve Maya tapınakları özenle işlenmiş iri taş bloklardan yapılmıştır. Bu konuda daha ayrıntılı bilgiyi AZTEKLER , İNKALAR ve MAYALAR sayfalarında bulabilirsiniz.